Malcolm’un çalışma alanı, yıllardır iş, oyun ve fotoğrafçılık ihtiyaçlarını karşılıyor. İşte onun günlerini nasıl geçirdiğine dair bir bakış.
Evden çalışmaya on yıldan fazla süre zarfında alışkın olan birinin, bilgisayar kurulumunu mükemmelleştirmesi beklenir. Ancak benim kurulumum, mükemmel olmasa da, istediğim her şeyi yapabilen bir düzende oldu.
Bu düzen, taşınabilirlikten çok, evden çalışma amacı ile oluşturulmuş ve bütçe göz önünde bulundurularak yavaş yavaş gelişmiştir.
Muhtemelen AppleInsider’ın editör ekibi önceki makalelerdeki şeylerin çoğunu tanıyacaktır. Mekan, ev içinde birçok kez değişse de, düzen büyük ölçüde sabit kalmıştır.
Tüm düzen, birkaç yıl önce alınan bir Flexispot ayarlanabilir masa iskeleti üzerine yerleştirilen bir mutfak tezgâhından oluşuyor. Bu fikir hem avantajlı hem de handikaplı; çünkü dayanıklı ama merdivenlerden taşımak zor.
Masa ayakta kullanıldığı için birçok kablo yönetimi yapılmış ve kurulumun birçok bileşeni masa altına monte edilmiştir. Geçmişte bir Raspberry Pi ve bir ağ anahtarı gibi araçlar kullandım, ancak şimdi çoğunlukla uzatma kabloları ve diğer kablolar var.
Ana kurulum neredeyse iki yıl önceki makaleye benzer bir yapıya sahip; çekirdek olarak bir M1 Mac mini ve ek depolama alanı için bir 1TB SanDisk Extreme SSD bulunuyor. Ancak benim işim gereği, bu Mac’in yaşı artık biraz belirginleşiyor. Daha yeni bir Mac mini’ye geçmek cazip hale geliyor. Belki 2025 projesi.
Sıkça kullandığım yazılımlar arasında Pixelmator Pro (görüntü düzenleme için), Adobe Creative Cloud Suite, çok fazla sekmeli Chrome ve LibreOffice yer alıyor. LibreOffice belki alışılmadık görünmüyor, ancak Birleşik Krallık’ta bulunduğum için, yalnızca Amerikan İngilizcesi ile çalışan tek yazım aracı olması önemli.
Diğer önemli yazılımlarım arasında, Notion fikir ve görev yönetimi için, Microsoft Remote Desktop ise evdeki diğer makinelerle bağlantı kurmak için kullanılıyor.
Ekranlar ve Teknolojik Eşyalar
Ekranlar, 31.5 inçlik 4K BenQ ve dikey konumda yerleştirilmiş 1080p AOC ekranından oluşuyor. Dikey olan ekran, iletişim uygulamalarını (Slack ya da Discord) görüntülemek veya belgeleri kaydırmadan okumak için kullanılıyor.
Klavye, bilekleri kurtarmak için Alice düzenine sahip bir mekanik klavye olan Keychron Q8. Eski Logitech metin klavyesinden çok daha iyi, bu nedenle çalışma ve dinlenme zamanlarım klavye etrafında dönüyor.
Fare ise, temizlik için o kadar çok söküldü ki, altındaki etiketler artık tutunamıyor. Belki bir fare güncellemesi düşünmekteyim.
Kurulumun yeni bir parçası ise Epomaker EK21 sayısal tuş takımı; Blender kullanırken çok faydalı oluyor. Bir macropad yapmayı bile düşünüyorum, çünkü Streamdeck’ler hala çok pahalı.
iPad’ler ve Diğer Masada Olanlar
Masanın her iki yanında birer iPad Pro var. Soldaki 9.7 inçlik iPad Pro yazı yazarken zaman tutma ve müzik akışı kontrolü için kullanılıyor.
Diğer taraftaki 11 inçlik M2 işlemcili iPad Pro, Apple Pencil Gen 2 ve bir Magic Keyboard ile donatıldı. Çalışma günlerimde masada kalmayı tercih ederim, ama acil durumlar için kullanılıyor.
Klavye arkasında iyi gizlenmiş bir kablo yığını var; burada bir KVM gibi davranan uygun fiyatlı bir USB hub bulunuyor. Ayrıca, iPhone 15 Pro Max için bir metal telefon standı ve şarj etmek için masking tape ile yerleştirdiğim bir Belkin MagSafe şarj cihazı var.
Hala bir iPhone XR’im var, bu bir tripod üzerinde bir Smallrig akıllı telefon montajında. Bu, Apple’ın geliştirme beta sürümleri arasındaki farkları kontrol etmemde yardımcı oluyor.
Ekstralar ve Yeni Unsurlar
Monitor rafında, bir SanDisk bellek kart okuyucu, bir Anker USB hub, cüzdan, Beats Solo Buds, yarı ölü bir iPod touch ve iki deste kart var.
Masanın sol tarafında, Canon EOS RP bir masa montajına yerleştirilmiş. Bu, kameranın kullanımı gerektiğinde, çok daha akıllı görünmemi sağlıyor. Ancak, Continuity Camera kullandığımdan ve benzer bir amaç için kullanılmaya başladığımdan bu kurulumu değiştirmeyi düşünebilirim.
Her iki tarafta da kitaplar var; sağ tarafta ise bir HomePod mini, ağ ekipmanları, ve monitörlerin arkasında gözleri yormamak için bir lamba var.
Hâlâ Mac mini hoparlörüm ve HomePod mini’m var. Ayrıca, dışarıda kulaklık deneyimlerim için Beats Solo Buds kullanıyorum. Gaming amaçlı ise OneOdio gürültü önleyici kulaklık, Beats Solo 4 ve Razer BlackShark V2 kullanıyorum.
Ses kaydı için Rode Wireless Go II kullanıyorum; bu, ihtiyacım olan her şeyi oldukça iyi sağlıyor, ancak gereksiz.
Çalışma alanımın etrafında çok daha fazlası var; çoğunlukla yazı işimden daha farklı öğeler mevcut.
Monitörlerin üzerinde yapılmış bir beyaz tahta dizisi var; bu tahta yapacaklar listesini yazmak ve zihnimdeki fikirleri geliştirmek için kullanılıyor. Genellikle iş dışındaki görevler için; Blender ve Unreal motorunu öğrenmeyi deniyorum.
Bir oyunun mekaniğini işaretleyip beyaz tahta üzerinde çizmek, fikirimi ince ayar yapmayı kolaylaştırıyor.
Masanın altında bir oyun bilgisayarı yer alıyor; bu PC öncelikle oyunlar için kullanılıyor. Steam kütüphanem, Humble Bundle’ın aboneliği sayesinde 1,337 oyunu geçti ki, bunları bir an önce oynayıp Twitch’te yayınlamayı da düşüneceğim.
Fotoğrafçılık da bir tutku olarak, PC ve Mac mini; Lightroom’da fotoğraf düzenleme için kullanılıyor. Bazen bu işlem, bir iPad Pro’ya kadar sarkıyor.
Bir diğer önemli gelişme ise, masa sağında bulunan ikinci bir masanın işlevleri; genellikle ana masadan taşacak ekipmanlar için kullanılıyor. Şu anda birçok cihaz şarjda; ayrıca giysilere baskı transferi için bir sıcak pres de mevcut, ancak bunun artık depolama alanında olması gerekiyor.
En son ve en önemli ofis alımı ise, benim için çok sağlam bir oturma alanı sağlayan bir Noblechairs Hero. Sadece oyun koltuğu için pahalı görünse de, yıllar ve yer değiştirirken çok iyi dayandı.
Eğer tüm gün bir masada oturuyorsanız, gerçekten iyi bir sandalyeye ihtiyacınız var. Sırt ve rahatlığınız bununla ilişkilidir.
Gelecek Ekleme Önerileri
Kurulum artık oldukça iyi, ama her zaman geliştirilebilecek alanlar var. Yukarıda da belirttiğim gibi, Mac mini’yi M4 versiyonuyla güncellemek cazip olsa da, başka yollar da var.
Örneğin, neden bir Mac mini almak yerine, bir MacBook Pro almıyorum ki? Bu benim için gerçekten taşınabilir bir masaüstü alanı sağlayabilir. Doğru bir Thunderbolt dock ile, masadan taşınabilir ayarlara tek kablo ile geçiş yapmak mümkün.
Faremiz de bir güncelleme bekliyor. Razer farelerine geçmişte takıntılıydım ama bir sonraki tercihimde banka hesabımın daha büyük rol oynaması muhtemel.
Bir Streamdeck veya benzeri bir araç, makro tabanlı otomasyon sağlamak için iyi bir genişleme noktası olabilir. Logitech MX Creative Console veya Loupedeck gibi çözümler de akıllıca bir ek olabilir.
Eski Blue Snowball mikrofonum geçtiğimiz yıl bozuldu ancak kablosuz video mikrofonlarım ile kayıt yapabiliyorum. Yine de, bir masa mikrofonuna yeniden sahip olmak istiyorum. Ayrıca daha iyi bir web kamerası almayı da düşünüyorum.
Son olarak, ağ altyapısının güncellenmesi iyi olacaktır. 2Gbps internet bağlantısı için ödeme yapıyor olmam, ancak evdeki tüm ağların gigabit olması. Yalnızca ofisin özel bir gigabit dilimi almasını sağladım, bu da evin geri kalan kısmının diğer yarısını almasına olanak tanıyor.
2.5Gbps Ethernet’e geçmek, en azından mevcut bant genişliğini tek bir cihazda tam olarak kullanmamı sağlayacaktır. Ancak bu, anahtarları, kabloları ve portları güncellemeyi gerektirecektir.
Artık bir NAS’ın olması da kötü olmaz.