William Utermohlen: Alzheimer’la Mücadele Ederken Kendi Portrelerini Yuvarlayan Sanatçı
William Utermohlen, kendini resmettiği sanatçıdır.
William Utermohlen, 1933 yılında doğmuş ve Alzheimer hastalığı teşhisi konulmuştur. Alzheimer, bir beyin bozukluğudur. Bu ciddi teşhisine rağmen, Utermohlen sevdiği ve ustalaştığı şeyi yapmaya kararlıydı – resim yapmaya. Ancak hastalığı dürüstçe ve bazen acımasızca, kendi hastalığını resmederken odaklanmayı seçti.
Alzheimer’ın Etkilerini Canlı Bir Şekilde Yansıtan Resimler
Hastalık ilerledikçe, Utermohlen’in resimleri Alzheimer’ın neden olduğu değişiklikleri canlı bir şekilde yakaladı. Hastalığın etkileri özellikle tekniğinde belirgindi, çünkü algısını, görselleştirmesini ve icrasını etkiliyordu. Zamanla, kendi portreleri soyut temsilcilere dönüştü. Erken eserleri kolayca tanınabilirken, 2000 yılına gelindiğinde, tuvaldeki yüzü tamamen soyut hale geldi.
Sanatçının Muhteşem ve Dokunaklı Mirası
Utermohlen, ne kadar sürebildiğince resim yaptı, ancak sonunda bir huzurevine taşınmak zorunda kaldı ve sanatsal çabalarını sonlandırdı. Onun kendi portrelerinin ardındaki dokunaklı hikaye, kamuoyunun ilgisini çekti ve özellikle “Alzheimer Serisi”nden eserleri, değeri patladı.
William Utermohlen, Philadelphia’da resim üzerine eğitim aldı ve sonrasında 1950’lerin sonlarında Oxford’daki ünlü Ruskin Sanat Okulu’nda okudu. Sonunda Londra’ya yerleşti ve 2007 yılına kadar orada yaşadı. Eserleri, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki başlıca müzelerde sergilendi, özellikle Chicago’da büyük bir sergi düzenlendi.
Sanatçının İçsel Savaşı ve Anlamlı Mirası
Utermohlen’in eşi, Patricia, onun 2007 yılından çok daha önce yaşamını yitirdiğini ve bundan sonra bir fırça tutamayacağını fark ettiğini açıkladı. Onun tahrip edici hastalığının ortasında yaratılan seri kendisinin en bilinen projesi haline gelmiştir. Bu sakınmayan ama son derece dürüst tablolar, zihnindeki giderek düşüşü yansıtmaktadır.
William Utermohlen, hayatını 74 yıl sürdürdü ve fırça tutamayacak hale geldiğinde geride dokunaklı bir resim serisi bıraktı. Onun mirası, zorluklarla karşılaşsa bile insan deneyimini sanat aracılığıyla ifade etme yeteneğine dair bir kanıt olarak hizmet etmektedir.