“AI Telif Hakkı Soygunu: Google Neden Kuralları Kendi İhtiyaçları İçin Yeniden Yazmak İstiyor?”

Rhinopithecus bieti, yerel halk arasında altın saçlı maymun olarak da bilinir, güney Çin’in Yunnan eyaletinde bulunan bir primattır. Habitat kaybı nedeniyle bu primatlar, donma noktasının altındaki sıcaklıklara ve son derece ince havaya sahip yüksek irtifalara uyum sağlamak zorunda kalmıştır. Bunun sonucu olarak, bu maymunlar, canlı pembe dudaklar ve burun kemiği eksikliği ile karakterize olan benzersiz yüz özellikleri geliştirmişlerdir. Ayrıca bu tür, nesli tükenme tehlikesi altındaki canlılar arasında yer alıyor.

Tim Flach, fotoğrafçı ve Fotograflar Derneği Başkanı, bu maymunları “estetik ameliyat geçirmiş” gibi tanımlıyor. Bu maymunları fotoğraflamak ise hiç kolay olmadı. Flach, günlerce dağlara tırmanarak sonunda şans veya kader yoluyla harika bir fotoğraf çekmeyi başardı ve bu fotoğrafı kitabında yayınladı.

Flach’ın bu şaheserleri elde etme çabası, birçok sanatçının—fotoğrafçı, grafik tasarımcı, ressam, gazeteci ve romancıların—sanatlarını üretmek için yürüttükleri zahmetli, zaman alıcı ve maliyetli mücadelelere benziyor. Onlar da sihirli bir düğmeye basıp her şeyin olmasını sağlamadılar. Ama şimdi? Google, eserlerini ücretsiz vermelerini istiyor.

Google’ın Fikir Tesisine Saldırısı: Telif Hakları ve Adil Kullanım Soruları

Birkaç yıl önce, Flach’a bir telefon geldi. Eserlerinin yapay zeka tarafından “çalındığı” bildirildi. Flach, The Times] gazetesine yaptığı açıklamada bunu sert bir şekilde ifade etti: “Bu eserlerin toplanması… bir parazitin, davet almadan ev sahibinin ışığını emmesi gibidir.”

Ona, dünyada en çok “veri kazınan” sanatçılardan biri olduğu söylendi; bu, şunları ifade ediyor: Şirketler, izni olmaksızın onun fotoğraflarını alarak AI sistemlerini eğitti. Flach’ın fotoğrafları özellikle Midjourney isimli bir resim üreten yapay zeka tarafından kullanıldı ve bu sistem, kullanıcıların onun tüm fotoğraf stilini bir tıkla tekrar üretebilmesine olanak tanıdı.

Flach ile Google’ın politika önerisi hakkındaki görüşlerini öğrenmek için iletişime geçtim. Flach, Google’ın politika bildirisini “yaratıcılara karşı cezasızlıktan kaynaklanan bir durum” olarak nitelendirdi.

“Benim için telif hakkı, profesyonel kariyerimin can damarıdır; eserlerimi kontrol etme ve lisanslama gücü verir. Bu da, kazandığım her geliri işime yatırmamı sağlar. Böylece, fotoğraf çekmeye devam edebilir ve koruma projelerine katkıda bulunabilirim.”

Adil Kullanım İkilemi

Sanatçılar, kendi stillerini preset olarak satmakta serbestler. Bu yolla yaratıcılar, tarzlarından gelir elde edebilirler. Fakat Google? O, preset satın almak istemiyor; onu “dengeli telif hakları” perdesi altında ücretsiz almak istiyor.

Google, bu “dengeli telif hakları”nın, AI’nın bilimsel ve toplumsal ilerlemeleri açığa çıkarmak için “kritik” olduğunu savunuyor. Buna ek olarak, hak sahipleri üzerindeki etkisini de küçümsüyor. Ancak asıl sorun burada yatıyor: Google’ın gerçek kaygısı adalet değil; uzlaşmaz, dengesiz ve uzun süren müzakerelerden kaçınmak.

Adil Kullanım Gerçekten Adil Mi?

Ancak burada işler karmaşıklaşıyor. Temel “adil kullanım” yasası, telif hakkıyla korunan materyalin sınırlı kullanımına izin verir. Basitçe ifade edecek olursak: Bir resmi masaüstü duvar kağıdı olarak kullanmak mı? Adil kullanım. Bin kopya basıp satmak mı? Telif hakkı ihlali.

Google’ın bunu savunması zor olacak gibi görünüyor. Thomson Reuters v. Ross Intelligence davasında verilen bir karar bunu açıkça ortaya koyuyor. Hakim Stephanos Bibas, bir emsal belirtti: AI’yi telif hakkıyla korunan verilerle eğitmek “adil kullanım” değildir.

Ayrıca bu durum, daha derin bir felsefi sorunu da gündeme getiriyor: AI, insan eserlerinden gerçekten “öğreniyor” mu, yoksa sadece taklit mi ediyor?

Telif Hakkı Kontrolü: Google’ın İçerik Üreticileriyle Mücadelesi

Google, telif hakkıyla korunan verileri kullanıp bunlardan kazanç sağlamasıyla suçlandığı ilk durum değil. Google, daha önce de web sitesi kesitlerini arama sonuçlarında görüntülemek gibi yollara başvurarak içerik oluşturuculardan kazanç sağlamaya çalıştı. Bu, kullanıcılar için hayatı kolaylaştırsa da yayıncılardan trafik alarak reklam gelirlerini azalttı.

2024’de bir grup sanatçının, Google’a karşı, Imagen AI’sinin onların eserlerini izinsiz kullandığı iddiasıyla dava açması durumu kızıştı.

Google, yalnız değil. Getty Images, Stability AI’yi kendi web sitesinden milyonlarca görüntü kazıdığı gerekçesiyle suçladı. Bu durum sadece görüntülerle sınırlı değil; New York Times, OpenAI ve Microsoft’a, makalelerini GPT büyük dil modellerini eğitmek için izinsiz kullandıkları gerekçesiyle dava açtı.

Büyük Teknoloji: İpuçlarını takip ediyor

Bu şirketler, neden verileri toplamayı göze alıyor? Çünkü bir AI’nin zekası, eğitim gördüğü kaynakların kalitesiyle doğrudan ilişkilidir. AI ne kadar çok şey öğrenirse, o kadar iyi taklit edebilir ve değer kazanır. Ayrıca gerçekten “ücretsiz” veri kaynağı olarak yalnızca kamu malı olan kitaplar, sanat eserleri ve müzikler kalmıştır.

Bu nedenle şirketler, makaleler, YouTube’a yüklenen videolar, sanatçıların Instagram’da paylaştığı görüntüler ve Flach gibi fotoğrafçıların çektiği fotoğraflar gibi telif hakkıyla korunan verileri kullanmaya yönelmektedir.

Farklı Kurallara Göre Oynamak

Bu bir sorun olmazdı, eğer AI şirketleri müzik için plak şirketlerine ya da Getty görüntülerini lisanslayan haber ajansları gibi aynı kurallara uyabilseydi. Fakat, yaratıcıları tazmin etmek yerine, bu şirketler onları tamamen bypass ediyor.

Flach, AI eğitim verilerinin lisanslanmasının ilerleme kaydedebileceği bir yol olabileceğini kabul ediyor, ancak şirketlerin geçmişteki telif hakkı ihlalleri için sorumlu tutulması gerektiğini vurguluyor. Şeffaflık olmadan, yaratıcıların gölgelerde sömürülen işlerini koruma şansı kalmayacak. “Ana sorun, belirli GAI (üretken yapay zeka) programlarını eğitmek, ağırlıklandırmak ve ince ayar yapmak için hangi yaratıcı eserlerin kullanıldığına dair şeffaflık. Ayrıca, benim bir yaratıcı olarak fotoğraflarımı iznim olmaksızın veya herhangi bir tazminat almaksızın sömürüye maruz bırakılmamasını sağlamak.”

Bu ai devleri içerik için ödeme yapmayı reddederse, en azından Meta’nın izinden gitmelidir—kullanıcılara çıkma hakkı vermeli. Ama bunun bile fazla olduğu görünüyor.

Ama telif hakkına sahip olan bireyler ve organizasyonlar, Google’ın zarar vermek istediği tek taraf değil. Google’ın politika önerisinde, yapay zeka patentleri üzerinde daha fazla denetim istiyor. Şirket, bunun “düşük kaliteli” patentleri önlemek için yapıldığını söylüyor. Google ayrıca, Inter Partes İnceleme (IPR) sürecinin devamını istiyor; böylece hazırlıksız patentleri sorgulayarak patent engellerini aşmanın yollarını bulabiliyorlar.

Büyük Teknoloji: İlaç Şirketlerinin Yöntemlerini Takip Ediyor

Yıllardır, büyük ilaç şirketleri, rekabeti baskılamak için hukuki boşlukları ve agresif patent stratejilerini kullanıyor; bu, yeniliği engelliyor ve tekellerini genişletiyor. Şimdi, büyük teknoloji şirketleri de yapay zeka ile aynı taktiği uyguluyor.

İlaç sektöründe, patentler silah gibidir. Şirketler, az bir değişiklikle mevcut ilaçların patent sürelerini uzatarak rekabete karşı korur. Ayrıca, “evergreening” gibi stratejiler kullanarak, yaşamsal önem taşıyan tedavileri ve geliştirilen yeni ürünleri hapsediyorlar. Aynı zamanda, onlarca patentle bir ilacın üstüne yığınak yaparak rekabeti boğabilirler. Son olarak, dava açarak daha küçük şirketleri iflas noktasına getiren bir zorlama kullanıyorlar.

Bu taktikler, hayat kurtaran ilaçların fiyatlarını artırmakta ve daha ucuz alternatiflerin piyasaya girişini engellemektedir. Şimdi, Google ve diğer yapay zeka devleri, bu hukuki savaşları yapay zekaya uygulamaktadır.

Google’ın Güç İhtirası

Google’ın son yapay zeka politika önerisi yalnızca telif hakkıyla ilgili değil, patentlerle de bağlantılı. Şirket, “düşük kaliteli” başvuruları önlemek ve yeniliği teşvik etmek amaçlı daha fazla denetim istiyor.

Ancak bu, gerçekte bir güç alma çabasıdır. Küçük yapay zeka firmaları, buluşlarını korumak için patentlere güveniyor. Bu, onların, Google gibi trilyon dolarlık devlerle rekabet edebilmelerinin tek yollarından biridir. Eğer Google, bu patentleri sorgulayıp geçersiz kılabilirse, rekabette daha küçük firmaları ezebilir. Ayrıca, teknolojilerini bedava alma fırsatını bulabilir ve lisans müzakerelerini tamamen ortadan kaldırabilir.

Yapay zeka endüstrisi daha çok yenidir. Şu anda bir kavşaktayız. Eğer Google, patent kurallarını, telif haklarını ve yapay zeka yönetmeliğini kendi lehine şekillendirebilirse, kapalı bir AI ekosistemi yaratma riskimiz var. Burada bağımsız yaratıcıların şansı kalmayacak; sanatçılar, yazarlar ve araştırmacılar iktidarlarının elinden alınacak ve yapay zeka, bir avuç mega şirketin tekeline geçecektir.

Gelecek: Yapay Zeka, Telif Hakları ve Hükümet Gözetimi

Eğer Google istediğini elde ederse, bu içerik üreticileri, gazeteciler ve sanatçılar için ne anlama gelecek? Tazminatsız veri toplama norm haline gelebilir. Yapay zeka tarafından üretilen içerikler, piyasayı doldurarak orijinal eserler için talebi azaltabilir. Yaratıcılar, kendi tarzları, sesleri ve sanatsal kimlikleri üzerinde kontrol kaybedebilirler.

Flach, bunun sadece bir telif hakkı meselesi değil, yaratıcı sektörler için varoluşsal bir tehdit olduğunu belirtiyor. “Tehlike, bu durumun, ‘makine bunu yapabiliyor’ diye kaliteli yaratıcı çalışmaların değersizleştiği kaygan bir eğim haline gelmesidir. Ve bir kez bu gerçekleşirse, gelecek nesil sanatçılar ve fotoğrafçılar için nerede bırakır bizi?”

İyi haber şu ki, bazı hükümetler, yapay zeka sfrorisi karşısında daha sert bir tutum alıyor. Örneğin, AB’nin AI Yasası, AI şeffaflığı ve eğitim verisi kullanımı üzerine daha sıkı kurallar getiriyor. İngiltere ve bazı ABD eyaletleri, AI şirketlerinin eğittikleri verileri ifşa etmesini zorunlu kılacak yasalar araştırıyor.

Flach, geçmiş telif hakkı ihlalleri için tazminat talep etmenin zor olabileceğini kabul ediyor. Ancak, şimdi buna itiraz etmezsek, tehlikeli bir örnek teşkil edeceğini savunuyor. “Gerçek şu ki, cin şişeden çıktı ve adil tazminatı geri almak zahmetli bir mücadele olacak. Ama bu, peşinden koşmaya değer bir şey değil. Eğer şimdi sorumluluk talep etmezsek, gelecekte yaratıcı işlerin değerinin düşmesi yönünde bir örnek koymuş oluruz.”

Sonuç: AI ve Yaratıcılık İçin Bir Kavşak

Yapay zeka, yaratıcı manzarayı sonsuza dek değiştirme potansiyeline sahip. Ama kim bundan faydalanacak ve daha da önemlisi, kimin pahasına? Google ve diğer yapay zeka devleri, katkıda bulunan insanlardan ücret ödemeden alma, yaratma ve kazanç sağlama isteğindeler.

Eğer AI gerçekten geleceğimizi belirleyecekse, sanatçıların, gazetecilerin ve politika yapıcıların, bunun değerli ve sömürülmeyen bir gelecek olduğundan emin olmaları gerekiyor. Flach’ın dediği gibi: “Dünyanın dört bir yanındaki hükümetlerin, bu programların eserlerimizi kâr amacıyla istismar etme etkisini ve yaratıcıların mesleklerini tehdit etme sonucunu kabul etmeleri gerekiyor.”

Exit mobile version