Allen Tate
American critic, poet, novelist and educator
Allen Tate (1899-1979), Amerikalı bir eleştirmen, şair, romancı ve eğitimciydi. Modernizmle ilişkilendirilebilecek bazı poetik dil denemelerine rağmen, Tate, çağdaş kültür, bilim ve politika konularındaki görüşlerinde güneyli bir “reaksiyoner” olarak kaldı. “Yeni Eleştiri” temsilcilerinden biri olarak, Tate bir şiirin bir “oluşturulmuş metin”i temsil ettiğine inanıyordu, bir “karşılık” doktrinini iletmek amacı gütmediğine. Kendi şiirleri özenle tasarlanmış ve karmaşık metinlerin örnekleri olarak hizmet eder.
Erken Yaşamı ve Eğitimi
John Orley Allen Tate, 19 Kasım 1899’da Kentucky’de doğdu. Eğitimini Vanderbilt Üniversitesi’nde aldı, burada D.K. Ransom’la birlikte çalıştı, şiir yazdı ve “The Fugitive” dergisinde yayımladı.
Görüşleri ve Katkıları
Tate’in toplum üzerine görüşleri, “Remarks on the Southern Beliefs” adlı denemesinde özetlenmiştir ve bu deneme tarım manifestosu “I’ll Take My Stand” (1930) içinde yer alır. Tate, “özel, öz-yeterli, esasen manevi bir hayata” dönüşü savundu. Bu inanç, 1936’da kaleme aldığı “Reactionary Essays on Poetry and Ideas” adlı eserinde ayrıntılı olarak açıklanmış ve modern yaşamda rasyonalizmin yıkıcı sonuçlarını göstermiştir. Tate’in düşüncelerinin evrimini üzerinde durduğu ikinci deneme koleksiyonu olan “Reason in Madness” (1941), bilime ve materyal ilerlemeye tapmanın belirlediği bir “terminal hastalığı” teşhis eder. “The Man of Letters in the Modern World” (1955) ise Tate’in fikirlerinin birkaç onyıl boyunca evrimini takip eder, özellikle 1950’de Katolikliğe geçişinin etkilerini vurgular.
Şiir
Tate’in yaklaşık 60 yıl boyunca yazdığı şiirler, form ve geleneklere olan saygısını yansıtır. “Ode to the Confederate Dead” (1927, 1937’de revize edildi) eserinde kahraman geçmişi modern bilincin kendine dönükliği ile karşılaştırır. Şairin manevi gelişimi, “Soul in Seasons” (1944) ve “The Swimmers” (1953) gibi sonraki eserlerinde anlaşılabilir. Tate, özellikle Robert Lowell gibi genç şairler üzerinde önemli bir etki yarattı.
The Fathers
Tate’in tek romanı olan “The Fathers” (1938), İç Savaş’a adanmıştır ve bir adamın çocukluğunu anımsamasını konu alır. Kitap, bireysel motivasyonların, sözleşme ve bir beyefendinin onur anlayışına dayanan bir toplumsal düzeni nasıl alt üst edebileceğini keşfeder.