“Apple TV+ Filmleri Oscar’larda Görmezden Gelindi, Apple Artık Umursamıyor”

97. Akademi Ödülleri için adaylar açıklandı ve Apple TV+ bu yıl En İyi Film Oscar’ını veya başka bir ödülü almayacak; çünkü yeterince çaba göstermedi.

Apple’ın ilk yayıncı olarak “CODA” ile En İyi Film Oscar’ını kazanması unutulmaz. Ancak, 2025 yılında bunu tekrarlayamıyor. Netflix’in aksine, Apple bu sefer gerçekten çok fazla çaba sarf etmedi.

Bu, adaylıkların yokluğundan değil, Oscarlar için hazırlanan kısa listedeki durumdan belli oluyor — ayrıca Apple’ın kendi PR girişimlerinden de. Her yıl, stüdyolar “For Your Consideration” adı verilen kampanyalar düzenleyerek, Akademi’nin üyelerinin dikkatini çekmek için önemli filmlerini izlemelerini sağlamaya çalışıyorlar. Apple bu yıl dört yapım için kampanya yürüttü.

Bu filmler; “Blitz” ve “Fly Me to the Moon” adlı uzun metrajlı filmler ile “Bread and Roses” ve “The Last of the Sea Women” adlı belgesellerdi.

“Blitz”, üç kategoride kısa listeye girdi. Akademi, Aralık 2024’te “Blitz”in orijinal müzik, orijinal şarkı ve ses kategorilerinde yarışacağını açıkladı.

Yani Apple, Oscar’ları tamamen görmezden gelmedi, ancak aynı zamanda filmlerinin ödül için uygun olmaması için de adımlar attı. Bu durumla birlikte, Akademi de sadece tiyatro filmlerine yarayan uygunluk kriterlerinde değişiklikler yaptı.

Yeni uygunluk kurallarında, filmlerin altı belirli ABD şehrinde bir haftalık bir sinema gösterimiyle başlaması gerekiyor. Ardından, orijinal gösterimden sonra 45 gün içinde, 50 büyük ABD pazarından 10’unda da en az yedi gün (kesintisiz olmaksızın) gösterim yapmaları şartı var.

Apple’ın 2024 film yapımlarının tümünün nitelikli bir sinema gösterimi almayı amaçlayıp amaçlamadığı kesin değil, ancak bir film kesin olarak bunu planladı. “Wolfs” adlı film geniş bir gösterim alması garanti edilmişti ve başrollerindeki George Clooney ve Brad Pitt bu yüzden maaş kesintilerine gitti — ama bu gerçekleşmedi.

“Wolfs”, yaklaşık bir hafta sürdü ve Clooney’nin söylediğine göre, sadece birkaç yüz sinemada gösterildi. Sonuç olarak, Apple, filmini Oscar yarışının dışına itmiş oldu.

Netflix Farklı Bir Hikaye

Öte yandan, Netflix, Oscar başarısını hedeflemek konusunda oldukça kararlı. Örneğin, “For Your Consideration” sitesi, animasyon ile belgesel dahil, 23 farklı filme yönelik kampanya yürüttü.

Netflix, 97. Akademi Ödülleri’nde 18 adaylık elde etti ve bu da yapımcıların ne kadar büyük bir çaba sarf ettiğini gösteriyor.

Netflix ve Apple arasında büyük bir fark var. Apple ya filmler yapıyor ya da küresel hakları satın almak için çaba gösterirken, Netflix daha fazla dağıtım anlaşması yapıyor.

Örneğin, Netflix, “Wallace & Gromit: Vengeance Most Fowl” adlı En İyi Animasyon Film adaylığına sahipken, bu film İkinci olarak BBC tarafından gösterilen bir Aardman Animation üretimidir. Netflix yalnızca dışındaki dağıtım haklarına sahiptir.

Ancak yine de Netflix, Fransa yapımı “Emilia Perez” ile En İyi Film Oscar’ında söz sahibi. Bu tek film, 13 adaylıkla birlikte Netflix’e, Oscar tarihindeki en çok aday gösterilen yabancı dildeki filmleri dağıtma onurunu kazandırdı.

Neden Netflix Oscar İçin Çaba Gösterirken Apple Göstermez?

Bir Fransız filminin En İyi Film ödülünü kazanması pek olası değil; zira karşısında “Wicked”, “Dune: Part Two” ve “A Complete Unknown” gibi filmler var. Dolayısıyla, Netflix’in 2026 yılında düzenlenecek bir sonraki Oscar’lara da katılmaya devam etmesi muhtemel.

Apple da başka bir fırsat çıkarabilir. 2025’te, Brad Pitt’in oynadığı motor sporları filmi “F1” çıkacak ve bu film, Apple’ın bir daha tiyatroda gösterim yapıp yapmayacağını test etme fırsatı olarak görülüyor.

Ancak bununla birlikte, Apple’ın artık Oscar’lara yönelmeyeceği de mümkün. Bir filmi En İyi Film adayı olarak tanıtmak, oldukça maliyetli bir iş. 2019 yılında, etkinliklerin, gösterimlerin ve reklamların toplam 20 milyon ile 30 milyon dolar arası bir maliyeti yerine getirebileceği tahmin ediliyordu.

Kaybettiğinizde bu, aşağı yukarı harcanmış para demek; ancak kazandığınızda, geleneksel filmler için bu kazanç geri dönüş sağlıyor, ama yayıncılar için bu durum çok da geçerli olmayabilir. En İyi Film Kazananı etiketiyle bir Blu-ray kutusu üzerinde etiketleme yapmak, o filmin daha yüksek satış ve kiralama rakamlarına ulaşmasını sağlar.

Yayıncılar ise kutularında etiket yapıştıracak bir şey bulamaz. Ancak kazanç sağlayabilirler; bu, daha fazla abone çekerek olacaktır ama bunu sürekli olarak desteklemeleri gerekir, bu da onlara sürekli bir yük bindirir.

Apple, En İyi Film Oscar’ını kazandı ve bir yayıncı olarak bunu başaran ilk firma olmanın gururunu taşıyor. Bu, harika, her zaman bunu sahiplenebilecekler.

Ama Apple’ın da bir bütçesi var. Tiyatro gösterim sürelerini kısaltma konusunda geri adım attıkça, bu harcamalarını yeniden değerlendirdiği görünüyor.

Exit mobile version