Dave Arneson

İçindekiler

Dave Arneson Kimdir?

Dave Arneson, Amerikalı bir oyun tasarımcısıdır ve Dungeons & Dragons adlı ilk masaüstü rol yapma oyununun yaratıcısı olarak bilinir. Arneson, bu oyunu Gary Gygax ile birlikte 1970’lerin başlarında tasarladı. Oyun türünün temellerini atan Arneson, maceraların yer aldığı zindanlar, tarafsız bir hakem, ve hikayede ilerlemek için hayali karakterlerle dialogları içeren klasik özellikleri geliştirdi.

Rol Yapma Oyunları ve Yaratıcılığı

Arneson’un oyun tasarımına ilgisi savaş oyunlarına olan hayranlığından gelmektedir. 1960’larda genç birken Arneson, masaüstü savaş oyunu olan “Gettysburg” ile tanıştı ve rol yapma öğeleriyle birleştirmeye başladı. Minnesota Üniversitesi’nde okurken Gen Con festivalinde Gary Gygax ile tanıştı. 1970’lerde Arneson, “Blackmoor” adını verdiği bir ortaçağ fantezi dünyası ve bu dünyanın temel aldığı kendi kurallarına sahip bir rol yapma oyunu oluşturdu. Oyunu Gygax’a gösterdi ve birlikte yeni kurallar geliştirdiler ve sonunda “Dungeons & Dragons” haline geldiler.

Dungeons & Dragons’ın Yaratılması

Arneson’un “Blackmoor”u dikkat çekti ve Gygax kendi oyun kampanyasını “Greyhawk” olarak geliştirmeye başladı. Arneson’dan oyun kurallarının taslaklarını istedi. Arneson ve Gygax telefon ve mektupla sıkı bir iletişim halinde, oyunu denemek için diğerleriyle iletişime geçtiler. Arneson’un fikirlerine dayanarak “Dungeons & Dragons” ortaya çıktı. Oyunu yayınlamak için sabırsızlanıyorlardı, ancak Guidon Games ve Avalon Hill gibi büyük yayınevleri tekliflerini reddetti. Arneson’un mali durumu bu tür bir girişime yatırım yapmasına izin vermedi, ancak Brian Blume yayının finansmanını sağlamayı kabul etti. 1974’te “Dungeons & Dragons”un ilk baskısı 1000 kopya ile piyasaya sürüldü ve hızla tükendi.

Mirası ve Sonrası

Hayatı boyunca Arneson masaüstü oyunlarını oynamaya devam etti. Hayatının son iki yılında kanserle mücadele etti ve 7 Nisan 2009’da vefat etti. Arneson’un kızı Maria Weinhagen onu insanların hayattan keyif almasını isteyen biri olarak tanımladı. “Günlük absürtlüklerden sık sık bunalmaya meyilliyiz ve hayattan zevk almamayı unutuyoruz” dedi.

Exit mobile version