![]() |
Emma Smithİngiliz Kanser Araştırma Vakfı Doktoru
Ülke:
|
İçindekiler:
- Kanser Gelişiminde Yaşam Tarzı Faktörlerinin Rolü
- Kanser Gelişiminde Günlük Alışkanlıkların Rolü Üzerine Tartışma
- Çevrenin Kanser Gelişimine Etkisi
Kanser Gelişiminde Yaşam Tarzı Faktörlerinin Rolü
Son zamanlarda, kansere genetik yatkınlığın sorusu yeniden değerlendirilmiş ve bilim adamlarını umut verici bir sonuca ulaştırmıştır. Sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürerek kanser önemli ölçüde önlenebilir. Bilim insanları, “kötü” genlerin, kanser gelişme olasılıklarını önemli ölçüde artırıcı olduğuna inanılan genler, artık bu konuda ikna edici değildir. Yapılan son çalışmalar, çevrenin, diyetin, zararlı alışkanlıkların, güneşe maruz kalmanın ve çeşitli hastalıkların kanseri “ateşleme” de DNA mutasyonlarından daha fazla rol oynadığını öne sürmektedir. İngiliz Kanser Araştırma Vakfı’ndan Dr. Emma Smith, “Sigarayı bırakma, sağlıklı bir kiloya sahip olma, besleyici gıdalar tüketme ve alkol tüketimini azaltma gibi sağlıklı alışkanlıklar, kansere karşı kesin bir koruma garanti etmez. Bununla birlikte, bahsedilen tüm faktörler kanser gelişme riskini önemli ölçüde azaltır.” dedi.
Kanser Gelişiminde Günlük Alışkanlıkların Rolü Üzerine Tartışma
İyi sağlığı korumanın önemli bir tavsiye olduğu bilinmekle birlikte, bilim insanları hala günlük alışkanlıkların kanser gelişimine ne kadar katkıda bulunduğu konusunda tartışmaktadır. Bir yıl önce yapılan yoğun bir tartışmada, bilim insanları, kanserin çoğunun rastgele gerçekleşen DNA hatalarından kaynaklandığı iddiasını reddetmişlerdir. Bu DNA uyumsuzluklarının yaşlanma ve kontrolsüz hücre bölünmesinden sorumlu olduğuna inanılmaktadır.
Eski inanışa göre, kanser hastaları sadece şanssızdır ve sağlıksız bir yaşam tarzı durumu etkilemez. Daha önce, kanser vakalarının üçte ikisinde, rastgele hataların birikimli etkisinin suçlanabileceği söyleniyordu. Ancak, son çalışmalar rastgele mutasyonları yalnızca göz önünde bulundurmamaktadır. Bilim insanları, genetik kod kusurlarının belirli bir tehdit oluşturduğunu kabul etmekte, ancak kanser gelişimi konusundaki durumu tam olarak açıklamamaktadır.
New York Devlet Üniversitesi Stony Brook’tan Dr. Yusuf Hannun, bireyin genetik yatkınlık konusunda şanslı veya şanssız olabileceğini belirtirken, çevresel faktörlerin çok daha büyük bir rol oynadığını söylemektedir. Beslenme, alkol, sigara, aşırı güneşlenme, belirli virüsler ve çevresel kirliliğe özel önem verilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca bilim insanları, yakın gelecekte ek risk faktörlerini belirlemeyi ummaktadır.
Çevrenin Kanser Gelişimine Etkisi
Daha önce yapılan çalışmalar, düşük kanser oranlarına sahip bölgelerden olumsuz yerlere taşınan insanların genellikle “kötü” genlerden değil, daha çok olumsuz çevrelerde daha yaygın olan aynı kanser türlerine maruz kaldıklarını göstermiştir. Ayrıca, bazı kanser türleri ile ilişkili mutasyon süreçleri incelenmiş ve hücre bölünmesi oranları nispeten yüksek dokularda bile mutasyonların nadiren kanser oluşumuna neden olduğu bulunmuştur. Aynı zamanda, bazı negatif çevresel faktörler kanserli tümör oluşumunu tetikleyebilir.
Bu makalede tartışılan çalışmada, erken 2015’te Nature dergisinde yayımlanan yaygın kanser türleri olan prostat, meme, mide ve serviks kanseri gibi türler dışarıda bırakıldı. Bu tür kanserler genellikle ekolojik nedenlerle ilişkilendirildikleri için daha kesin araştırma sonuçları elde etmek amacıyla dışarıda bırakılmıştır.
2012 yılı için İngiliz Kanser Araştırma Vakfı verilerine göre, o yıl yaklaşık 339,000 yeni kanser olayı kaydedilmiş ve kanser nedeniyle yaklaşık 162,000 kişi hayatını kaybetmiştir.
“Nature” dergisinde sunulan verilere göre, ebeveynlerimizden aldığımız genlerin nadiren kanser gelişiminin nedeni olacağını göstermektedir. Bu bilgi, kanser önleme stratejilerinin, gelecekteki araştırmaların seyrini ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından alınacak önlemleri etkilemelidir.
Pittsburgh Üniversitesi’nden Dr. Jian-Min Yuan, “Çalışma sonuçları göstermektedir ki, çoğu kanser vakasının gelişimi çevresel faktörler tarafından belirlenmiş olup, kanser gelişimine yol açan temel nedenler belirlendiğinde kanser önlenebilir.” ifadelerini kullanmıştır.
Ancak Açık Üniversite’den Profesör Kevin McConway, erken sevincin tehlikesine dikkat çekmektedir. “Araştırmalarıyla, yazarlar kanser vakalarının büyüme hızının duracağını göstermek istediler; eğer bir sihirli değnek sallayıp tüm olası dış risk faktörlerini ortadan kaldırabilseydik. Ancak yine de, kanser vücuttaki hücre bölünmesinden dolayı ortadan kalkmayacaktır. Sadece daha az hasta olacaktır.” şeklinde konuşmuştur.