Hayashi Kyoko

Hayashi Kyoko Biyografisi

Hayashi Kyoko, Japon yazar ve hibakusha edebiyatının en önemli temsilcisidir. Nagazaki’de doğan Kyoko, atom bombası saldırısını ve sonuçlarını tecrübe etmiş, hayatta kalanların ölenlere duyduğu suçluluk duygusunu deneyimlemiştir. Bu deneyim, Kyoko’nun eserlerinin temelini oluşturmuş, otobiyografik olmasına rağmen geçmiş ve şimdiyi birleştiren, doğrusal olmayan anlatım ve gerilim üzerine kurulu bir yapıyla sunulmuştur. Ayrıca, eserlerinde Şanghay’da geçen çocukluk yılları, ailesinin yok oluşu, yaşlılık, ikinci ve sonraki nesil hibakushalar tarafından devralınan atom mirası ve hafıza ile zaman kavramları gibi önemli temaları da keşfetmiştir.

Kyoko, bir yaşındayken ailesiyle birlikte Nagazaki’den Şanghay’a taşındı. Babası, “Mitsui” isimli ticaret şirketi için Şanghay’da çalışmaya atanmıştı. Şanghay’da nispeten huzurlu bir çocukluk geçirmesine rağmen, Japon ordusunun işlediği dehşetler tarafından gölgelendi. Ancak, 1945 ilkbaharında Japonların Çin’den acele tahliye sürecine başlamasıyla hayatı birdenbire değişti. 1945’in mart ayında Japonya’ya geri döndü ve Nagazaki’deki bir belediye kız okuluna devam etti, annesi ve kız kardeşleri ise şehirden 25 km uzaklıkta Isahaya banliyösünde yerleşti. Diğer okul çocuklarıyla birlikte bir askeri fabrikada çalışmaya zorlandı. Nagazaki’nin atom bombası saldırısının olduğu sırada o fabrika binasındaydı ve patlamanın merkezine çok yakındı. Mucize eseri hayatta kaldı ancak patlamanın neden olduğu radyasyona bağlı ciddi sağlık sorunları yaşadı.

Yazarlık Kariyeri ve Eserleri

Savaştan sonra Kyoko, Nagazaki Tıp Üniversitesi’ne bağlı bir kadın okulunda okumaya başladı ancak eğitimini tamamlayamadı. 1951 yılında Tokyo’ya taşındı. 1962 yılında yazmaya başlayan Kyoko, Kenji Nakagami ve Yūko Tsushima ile birlikte başladığı “Bungei Shuto” adlı dojo’ya katıldı. İlk yayımlanan eseri 1962’de olan “Blue Road” adlı kısa öyküydü. Ancak, tam anlamıyla çıkışını Haziran 1975’te “Gendai” dergisinde yayımlanan “A Place of Remembrance” adlı öykü ile yaptı. Bu eser, aslında korkunç kişisel deneyimi olan bombalamanın ölümcül sonuçları üzerine yapılan belgesel bir yansımaydı. Bu eserle, 14 yaşındaki bir kız çocuğunun yaşamını “öncesine ve sonrasına” bölen 9 Ağustos ve sonraki iki ayı anlatırken otobiyografik bir anlatım kullanmıştı. 1945 yılının 9 Ağustos gününe dair otobiyografik anlatımı, haberlerle, tıbbi ve bilimsel veriyle ve çocukluk anılarıyla iç içe geçmişti. Bu erken eserinde, lineer anlatımı kırma tekniğini kullanmış, farklı zaman katmanları arasında gerilim oluştururken belirgin bir ritim kurmuştu. İlk hedefi, 1945 yılının 9 Ağustos olaylarını mümkün olduğunca doğru bir şekilde belgelemekti ancak Kyoko, nasıl hafızanın şimdiki etki altında nasıl dönüştüğünü gözlemledikçe bu çabanın ütopik doğasını fark etmeye başlamıştı. Otuz yıllık geçmişi ile şimdi arasındaki boşluğu doldurabilmek için bilimsel raporlar biçiminde belge niteliğinde malzemeler kullanmıştı.

Exit mobile version