James Joyceİrlandalı yazar
Doğum Tarihi: 02.02.1882
Ülke: |
İçindekiler:
- Doğum ve Zorlu Eğitim
- Üniversite ve Katolikliği Reddetme
- Nora ve Sürgün
- Yazma Günleri
- “Ulysses” ve Edebi Başarı
- Son Yıllar ve “Finnegans Wake”
- Kaçış ve Ölüm
- İlişkiler ve Takıntılar
- Mirası
Doğum ve Zorlu Eğitim
James Joyce, 2 Şubat 1882’de İrlanda’nın Dublin şehrinde, alkolizmle mücadele eden devlet vergi tahsildarı John Stanislaus Joyce ve Mary Jane Murray Joyce’un oğlu olarak doğdu. Babasının işinden çıkarılması, 9 yaşındaki James’in prestijli Cizvit yönetimindeki Belvedere Koleji’nden atılmasına yol açtı. Genç Joyce, kendini en iyi şekilde eğittiği iki yıl geçirdi.
Üniversite ve Katolikliği Reddetme
17 yaşında, Joyce, başka bir Cizvit kurumu olan University College Dublin’e kaydoldu. Ancak, öğrenimi, özellikle de rahipler için bekârlık gibi Katoliklik kısıtlamalarına karşı giderek artan bir hayal kırıklığı ile belirlendi.
Nora ve Sürgün
16 Haziran 1904’te, Joyce’un hayatı, Dublinli bir hizmetçi olan Nora Barnacle ile tanışması ve aşık olmasıyla önemli bir döneme girdi. Bir iş adamı veya rahip olarak hayata uymak istemeyen Joyce ve Nora, geleneksel olmayan bir ilişkiye başladılar ve sivil birliktelikte bir arada yaşadılar. 1904’te, İtalya’nın Trieste şehrine, daha sonra da Paris ve Zürih’e taşındılar.
Yazma Günleri
Joyce’un edebi kariyeri, 1907’de “Chamber Music” adlı şiir koleksiyonunun yayımlanmasıyla başladı. Aynı yıl, yakında tam körlüğe yol açacak bir dizi ameliyatı yaşadı. Sağlık sorunlarına rağmen, Joyce, çeşitli işlerde çalışarak ve hayranlarının maddi desteği ile mütevazı bir gelir elde etmeye devam etti.
“Ulysses” ve Edebi Başarı
Joyce, 1922’de modernist başyapıtı “Ulysses”i yayınlayarak uluslararası üne kavuştu. Homer’ın “Odysseia” esas alınarak yazılan romanın çığır açan bilinç akışı anlatımı, Joyce’a geniş çapta eleştirel övgüler kazandırdı, ancak ahlaka aykırı bulunduğu gerekçesiyle sansüre uğradı.
Son Yıllar ve “Finnegans Wake”
Joyce’un son büyük eseri olan “Finnegans Wake” 1939’da yayımlandı. “Bilinç akışının kıvamı” olarak nitelendirilen romanın dil denemeleri ve anlaşılmaz karmaşıklığı, okuyucuları hem şaşırttı hem de meraklandırdı.
Kaçış ve Ölüm
II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle Joyce ve ailesi Paris’teydi. Naziler Fransa’yı işgal ettiğinde, İsviçre’ye kaçtılar ve Joyce, 58 yaşında, 13 Ocak 1941’de vefat etti.
İlişkiler ve Takıntılar
Joyce’un Nora Barnacle ile olan ilişkisi karmaşık ve çalkantılıydı. Joyce, onu besleyici ve baskın bir figür olarak idealize ederken, Nora işlerini açıkça eleştirdi ve zekâsına tepki gösterdi. Farklılıklarına rağmen, Joyce’un ölümüne kadar birlikte kaldılar.
Joyce’un Nora’ya yazdığı mektuplar, kadın iç çamaşırlarına olan fetişistik takıntılarını ve sado-mazoşistik deneyimlere olan arzusunu ortaya koyuyor. Ayrıca, Yahudi veya Orta Doğulu kadınlara karşı güçlü bir çekim duyduğunu ifade etti.
Mirası
James Joyce, 20. yüzyılın en etkili yazarlarından biri olarak geniş çapta övgü kazanmıştır. Devrim niteliğindeki modernist tarzı ve dil, psikoloji ve insan bilincini keşfetmesi, dünya çapında okuyucuları ilham verip düşündürmeye devam etmektedir. Sanatsal yeniliğe olan kararlılığına rağmen, Joyce’un eserleri, insan cinselliği ve benliğin karmaşıklıklarına olan kalıcı bir merakla da nitelendirilir.