Judith Wallerstein

Judith Wallerstein

Judith Wallerstein

Amerikalı psikolog

Doğum Tarihi: 27.12.1921
Ülke: ABD

İçindekiler:

  1. Judith Wallerstein’in Biyografisi
  2. Mutlu Evlilikler Üzerine Araştırma
  3. “Altın Oran” Kavramı
  4. Evliliğin Psikolojik Görevleri

Judith Wallerstein’in Biyografisi

Judith Wallerstein, “Nasıl ve Neden Aşkın Sürdüğü İyi Evlilik” adlı kitabın yazarı olan Amerikalı bir psikologdur. Ana hedefi, mutlu evlilikler içinde uzun süre evli kalan ve birlikteliklerini mutlu olarak değerlendiren çiftlerin deneyimlerini ve inançlarını inceleyerek harmonik bir aile yaratmaya katkıda bulunan iç faktörleri belirlemektir.

Mutlu Evlilikler Üzerine Araştırma

Wallerstein, araştırması için 50 evli çiftle görüşmeler yapmıştır. Mutlu evliliklerdeki partnerlerin genellikle sorunsuz bir geçmişten veya sevgi ve güven dolu stabil ailelerden gelmediklerini bulmuştur. Pek çok çift, zor çocukluk ve ergenlik deneyimleri yaşamıştır. Çiftlerin çoğu, ilişkilerindeki olumlu yönlerin geçici zorluklar ve hayal kırıklıklarını aştığını hissetmiştir. Sevgi ve saygı duydukları gibi birbirlerini arkadaş, sevgili ve çocuklarına ebeveyn olarak görmüşlerdir.

“Altın Oran” Kavramı

Wallerstein, çalışmasında incelediği bütün çiftlerde ortak olan bir kavramı tanımlamıştır: her iki eş de, kişisel ihtiyaçları, istekleri ve beklentileri arasında bir “altın oran” ya da özel bir “evrensel denge” bulduklarını ya da elde ettiklerini düşünmüşlerdir. Bu dengeyi benzersiz ve belki de yerine konulamaz olarak görmüşlerdir.

Evliliğin Psikolojik Görevleri

Wallerstein, titiz araştırmasına dayanarak evliliğin şu psikolojik görevlerini belirlemiştir:

1. Birincil görev, kişinin asıl enerji ve duygularını evlilik birliğine tam olarak yatırabilmesi için aile geçmişinden duygusal olarak ayrılmasını gerektirir. İkinci evliliklerde, bu görev, önceki partnerlere bağlanmaktan kaçınmayı ve ilk evliliğin hayaletlerinden kurtulmayı içerir.

2. Bu görev, birbirini tanımlayan, yakın olanı paylaşan ve hem eşlere uygulanan geniş farkındalığa dayanan ortak bir kimlik duygusu yaratmayı içerir. Aynı zamanda, her bir eşin özerkliğini koruyan sınırların kurulmasını da gerektirir.

Exit mobile version