Kurt WestergaardDanimarkalı sanatçı
Doğum Tarihi: 13.06.1935
Ülke: |
İçindekiler:
- Kurt Westergaard’ın Biyografisi
- İlk Yılları ve Eğitimi
- Sanat Kariyeri
- Tartışma ve Sonuçları
- İkinci Saldırı ve Sonraki Yıllar
- Son Eserler ve Miras
Kurt Westergaard’ın Biyografisi
Kurt Westergaard, Danimarkalı bir sanatçı ve yazar olup, Müslüman peygamber Muhammed’i bomba ile türbanında tasvir eden efsanevi karikatürüyle tanınmaktadır. Bu belirli görüntü, ‘Jyllands-Posten’ gazetesinde yayınlanan 12 karikatür arasında en saldırgan olarak kabul edildi ve diğer 11 çizimle birlikte dünya çapında Müslüman taraftarlardan ciddi bir tepki aldı. Westergaard düzenli olarak tehdit edildi ve birkaç kez öldürülmeye teşebbüs edildi, bu da onun sürekli polis gözetimi altında olmasına neden oldu.
İlk Yılları ve Eğitimi
Kurt, Danimarka’nın Jutland bölgesindeki Døstrup köyünde doğdu. Oldukça muhafazakar bir Hristiyan ortamında büyüdü. Okul yıllarında kültürel radikalizm fikirleriyle tanıştı ve kendi ifadesine göre, çocukluğundaki dini yükten tamamen kurtuldu. Bir okul öğretmeni olmak için eğitim aldı ve Ranum Seminarium’da yükseköğrenimine devam etti. Daha sonra Kopenhag Üniversitesi’nde psikoloji üzerine uzmanlaştı.
Sanat Kariyeri
Üniversite yıllarının ardından Westergaard, bu kez engelli çocuklarla çalışarak öğretmenliğe geri döndü. Bir süre yerel engelli öğrenciler için bir okulun müdürlüğünü yaptı. Westergaard, Danimarka basınındaki kariyerine daha sonra başladı, ‘Demokraten’ gazetesiyle başlayarak. Daha sonra ‘Jyllands-Posten’ gazetesinde karikatürist olarak çalışmaya başladı. 1980’lerden itibaren gazeteyle yoğun bir şekilde işbirliği yaptı. Kendi ifadesine göre, Tanrı, Başkan Ronald Reagan ve açık erotikalar dışında her şeyi çizebilmesine izin verildiğini belirtti. ‘Jyllands-Posten’ için 20 yıldan fazla çalıştı ve peygamber Muhammed’i türbanında bomba ile tasvir eden karikatürü diğer eserlerinden çok daha fazla kamu yankısı uyandırdı.
Tartışma ve Sonuçları
Tartışma, Müslüman peygamberi konu alan 12 karikatürden oluşan bir bloktan ortaya çıktı, ancak Westergaard’ın eseri en fazla saldırgan olarak kabul edildi. 2009’da Westergaard, bu özel görüntüyü şöyle açıkladı: teröristlerin manevi silahlarını İslam inancından aldıklarını ve ardından uygun patlayıcılar ve diğer patlayıcılar ekleyerek bu manevi silahları insanları öldürmek için kullandıklarını tasvir etmeye çalıştı. Maalesef halk, metaforu algılamadı ve karikatür, sadece Müslümanlar arasında değil, diğer insanlar arasında da saldırganlık uyandırdı. Birçok arkadaşı Westergaard’dan uzaklaştı, biri açıkça ona sorun çıkardığını söyledi. Ancak Westergaard geri çekilmedi ve çiziminin göçmen diasporaların tepkisine sert bir şekilde yorum yapmaktan çekinmedi. Birçok göçmenin hiçbir şey olmadan Danimarka’ya geldiğini ve en azından verdikleri sıcak karşılamaya, özgür konuşma da dahil olmak üzere demokratik değerlere saygı gösterebileceğini belirtti.
İkinci Saldırı ve Sonraki Yıllar
2008’de Danimarkalı siyasetçi Geert Wilders, İslam hakkındaki görüşlerini ifade ettiği ‘Fitna’ adlı kısa bir film yayınladı ve Westergaard’ın izni olmadan bu talihsiz karikatürü bir örnek olarak kullandı. Westergaard, Wilders’ı bomba ile ve “Dikkat! Özgürlük İfade Ediliyor!” işaretiyle tasvir eden başka bir karikatürle yanıt verdi. 12 Şubat 2008’de Danimarka istihbaratı, Westergaard’ı öldürmeye teşebbüs eden üç Müslümanı – ikisi Tunuslu ve biri Fas asıllı Danimarka vatandaşı – tutukladı.
1 Ocak 2010’da, 28 yaşındaki bir Somali’li, bir bıçak ve bir balta ile Westergaard’ın evine saldırdı. Polis hemen saldırganı vurdu ve Westergaard, hızla evinin güvenli bir odasına saklanmayı başardı. Neyse ki, saldırgan güçlendirilmiş bir kapıyı zorlamaya çalıştı ve o sırada oturma odasında olan beş yaşındaki torununu görmezden geldi. Müslüman saldırgan intikam istediğini bağırdı. Birkaç dakika sonra olay yerine gelen polis memurları tarafından vuruldu ve daha sonra Doğu Afrika’da faaliyet gösteren ‘al-Shabaab’ ve ‘el-Kaide’ temsilcileriyle ilişkili olduğu anlaşıldı. Şubat 2011’de tutuklanan birey, kasten cinayet ve terörizm suçlamalarından suçlu bulundu ve Danimarka’dan 9 yıl hapis cezasına çarptırılarak süresiz olarak sürgüne gönderildi. İki yıl içindeki ikinci saldırı, Danimarka basınında önemli bir heyecan yaratırken, ‘Jyllands-Posten’ eski çalışanını da görmezden gelmedi.