Madeleine VionnetFransız Moda Tasarımcısı
Doğum Tarihi: 22.06.1876
Ülke: |
İçindekiler:
- Madeleine Vionnet: Modanın Mimarısı
- Erken Yaşamı ve Kariyeri
- Vionnet’in Yükselişi
- Sonraki Yaşamı ve Mirası
Madeleine Vionnet: Modanın Mimarısı
Madeleine Vionnet, 20. yüzyılın ilk yarısında modayı şekillendirmede büyük bir etkiye sahip olan Fransız bir moda tasarımcısıydı. Genel halk tarafından bugün pek tanınmasa da uzmanlar arasında hala Fransa’nın en önemli terzilerinden biri olarak kabul edilmektedir. Pariste 1912’de ve New York’ta 1924’te açılan La Maison de couture Vionnet moda evi, “Bias Kesimin Kraliçesi” ve “Terziler Arasındaki Mimar” olarak adlandırılırdı.
Erken Yaşamı ve Kariyeri
Madeleine Vionnet, 22 Haziran 1876’da Chilleurs-aux-Bois, Loiret’te, bir gendarm ailesinde dünyaya geldi. 11 yaşında, bir kırsal polis memurunun karısının çırağı oldu. 16 yaşında Paris’e taşındı ve lüks mağazalarıyla ünlü rue de la Paix’de önemli bir terziye çırak oldu. 18 yaşında evlendi ancak 20 yaşındayken küçük kızı vefat edince büyük bir acı yaşadı. Hayatını tamamen değiştirmeye karar vererek eşini terk edip İngiltere’ye, İngilizce öğrenme bahanesiyle gitti.
Londra’da öncelikle bir akıl hastanesinde terzi olarak çalıştı, daha sonra zengin İngiliz kadınlarının Paris moda modellerini kopyalayan bir terzi atölyesine katıldı. Orada, hem mükemmel İngiliz terzilerinden teknik beceriler öğrendi hem de farklı modelleri karmaşık olmadan nasıl kopyalayacağını keşfetti. Yüzyılın başında, dans sanatçısı Isadora Duncan’ın özgür dans tarzına hayran kaldı ve drapaj sanatını detaylı bir şekilde inceledi. Paris’e geri döndükten sonra ünlü moda evi Callot Kızkardeşler’de staj yaptı ve büyük terzi Jacques Doucet’nin atölyelerinde yeteneklerini geliştirdi. Vionnet, Callot Kızkardeşler sayesinde, “Callot kızkardeşler sayesinde Rolls Royce yarattım. Onlar olmasaydı, Ford yaratırdım,” dedi. Doucet sayesinde tüm tasarımlarında korseleri terk eden Vionnet, moda dünyasında bir devrim başlattı.
Vionnet’in Yükselişi
1912’de Doucet Evi’nde yaratıcı tasarımlarıyla büyük başarı elde ettikten sonra, Vionnet Rue de Rivoli 222’de kendi moda evi ‘Vionnet’i açtı ve tüm Paris’in modaya uygun kadınları akın etti. İki yıl sonra, I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi onu evini kapatmaya zorladı ancak bu, çalışmayı durdurmadığı anlamına gelmiyordu. 1917 ile 1919 yılları arasında tasarladığı modeller, belki de tüm Vionnet tasarımları arasında en cesur olanlardı.
1920’lerin başından itibaren Vionnet, kumaşı çapraz kesme tekniği ile kullanarak sıra dışı bir etki yarattı. Bu teknik, kumaşın çapraz kesilmesine izin vererek tamamlanan kıyafetin taşıyıcısının hareket sırasında bedenine yumuşakça sarılmasını sağlıyordu. Şaşırtıcı bir şekilde, bundan önce kimse böyle bir fikir üretmemişti. Vionnet’in çapraz kesim tekniği, tamamen yeni, ince ve akıcı bir siluetin yaratılmasına öncülük etti, kadın modasını devrimleştirerek onu modanın zirvesine taşıdı. Basın ona bayıldı, yüksek sosyete ve ünlü aktrislerin Vionnet tasarımlarını giyerken çekilen gazete fotoğrafları mevcuttu.
Ayrıca Londra atölyesinde öğrendiği derslerden yola çıkan Madeleine Vionnet, tasarımlarını kopyalanmaktan korumak için bir sistem geliştirdi ve böylece moda endüstrisinde telif hakkı korumasının temelini atmış oldu. Kıyafet ve ayakkabılarının her birine seri numaralar atadı, tasarımlarını belirli kişilerin sınırlı sayıda kopyalamasına izin verdi. Sonuç olarak, Vionnet’in torunları, her bir Vionnet tasarımının detaylı fotoğrafları ve açıklamalarının yer aldığı paha biçilmez bir arşiv koleksiyonunu miras aldılar. Terziler arasında bir mimar olarak adlandırılmasının hiç şaşırtıcı olmadı.
Sonraki Yaşamı ve Mirası
Vionnet, çalışanlarının refahını ciddiye aldı. İyi donanımlı çalışma alanları sağladı, kafeterya, kreş ve hatta doktor ve diş hekimi hizmetleri ve yasal olarak zorunlu hale gelmeden önce ücretli tatiller sundu. En ünlü olduğu dönemdeyken, II. Dünya Savaşı patlak verdiğinde kariyerinden emekli oldu ve moda evi bir sonraki yıl faaliyetlerine son verdi.
Madeleine Vionnet, 2 Mart 1975’te, neredeyse 100 yaşına varacakken Paris’te vefat etti. Emekliliği boyunca lüks yaşamaya değil, güzelliği takdir etmeye ve çağdaş sanatın dikkate değer örnekleriyle çev