Maksimilian VoloshinRus şair, çevirmen, manzara ressamı, sanat ve edebiyat eleştirmeni.
Doğum Tarihi: 28.05.1877
|
İçindekiler:
- Maksimilian Voloshin: Çok Yönlü Bir Deha
- Erken Yaşam ve Eğitim
- Sürgün ve Avrupa Kültürünü Benimseme
- Rusya’ya Dönüş ve Edebi Başarılar
- Mistik Keşifler ve Edebi Şakalar
- 1. Dünya Savaşı ve Şiirinin Dönüşümü
- Devrim ve “Tarafsızlık”
- Sanatsal Üretim ve Son Yıllar
- Miras ve Ölüm
Maksimilian Voloshin: Çok Yönlü Bir Deha
Maksimilian Aleksandroviç Voloshin (doğum adı Kirienko-Voloshin), Rus şair, çevirmen, manzara ressamı ve sanat ile edebiyat eleştirmeni olarak tanınır. Kiev’de 28 Mayıs 1877’de doğan Voloshin’in eğitimi ve deneyimleri onu son derece bilgili ve çok yönlü bir insan haline getirdi.
Erken Yaşam ve Eğitim
Genç yaşta babasını kaybeden Voloshin, annesiyle birlikte Kırım’a taşındı. Feodosia ve Koktebel’in manzaralarına derin bir bağ kuran Voloshin, sanatsal ve edebi uğraşlarını etkileyecek bir tutku geliştirdi. Yazma tutkusu, Heinrich Heine’in çevirileri ve kendi şiir çabalarıyla erken yaşlarda belirdi.
Sürgün ve Avrupa Kültürünü Benimseme
Moskova Üniversitesi hukuk fakültesine kaydolan Voloshin, öğrenci aktivizmine derinlemesine dahil oldu. Katıldığı protestolar nedeniyle üniversiteden atılması ve ardından Orta Asya’ya sürgün edilmesiyle gerçek çağrısını edebiyat ve sanat alanında yapmaya karar verdi ve Batı’ya bir yolculuğa çıktı.
Paris’te, eski Moskova öğrencisi derin bir dönüşüm geçirdi. Avrupa kültürüne kendini kaptıran Voloshin, bir sanat ve edebiyat tiryakisi haline geldi. Politik görüşleri anarşizme kayarken, edebi tarzı sembolizmi benimsedi.
Rusya’ya Dönüş ve Edebi Başarılar
1903’te Rusya’ya dönen Voloshin, Valery Bryusov ve Alexander Blok gibi edebi dehalardan etkileşimde bulundu. İlk makalesi 1900 yılında ve ilk şiir koleksiyonu 1910 yılında yayımlandı. Doğal yeteneği, esprisi ve farklı görünüşü “Gümüş Çağ”ın entelektüelleri arasında popüler hale gelmesine katkıda bulundu. Koktebel’deki evi şairler, filozoflar ve sanatçılar için bir merkez haline geldi.
Mistik Keşifler ve Edebi Şakalar
Voloshin’in ilgileri edebiyattan mistisizme ve dini felsefelere kadar uzanıyordu. Budizm, okültizm ve teozofi ile ilgilendi. 1909 yılında genç şair Elizaveta Dmitrieva ile bir edebi oyun düzenleyerek “Cherubina de Gabriak” takma adını yarattı.
1. Dünya Savaşı ve Şiirinin Dönüşümü
1. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi, Voloshin’in şiirinde önemli bir değişimi işaret etti. Anti-savaş duyguları “Anno mundi ardentis” (1915) gibi eserlerinde belirgin hale geldi. 1916 yılında Rusya’ya geri dönen Voloshin, vatanının durumuna odaklandı ve şiiri derin bir vatansever ton aldı.
Devrim ve “Tarafsızlık”
Rus Devrimi, Voloshin’e tarihi bir meydan okuma sunmuştu. Anarşizme olan önceki sempatisine rağmen, devrimin kaçınılmazlığını kabul etti. İç savaş sırasında Voloshin tarafsız bir tutum benimsedi ve siyasi bağlantılarına bakmaksızın yardıma ihtiyacı olan bireylere destek sağladı.
Sanatsal Üretim ve Son Yıllar
Devrim sonrası dönemde Voloshin, su rengi resme odaklandı ve eserlerini çeşitli şehirlerde sergiledi. Felsefi şiirler yazmaya devam etti, örneğin “The Ways of Cain” (1921-1923) ve “Russia” (1924) adlı eserleri. İkinci eşi Maria Zabolotskaya’nın desteğiyle, Voloshin Koktebel’deki evini yazarlar ve sanatçılar için bir sığınak haline getirdi.
Miras ve Ölüm
1931 yılında Voloshin evini Yazarlar Birliği’ne miras bıraktı. 11 Ağustos 1932’de Koktebel’de zatürreden vefat etti. Dileğine uygun olarak, Koktebel Koyu’nun en yüksek tepesine, Kucuk-Yenishar olarak bilinen yere defnedildi. Maksimilian Voloshin, Rus edebiyatı, sanatı ve düşüncesi içerisinde saygın bir figür olarak kalırken, olağanüstü bir çalışma ve entelektüel arayış mirası bıraktı.