Maria Helena Vieira da SilvaFransız kökenli Portekizli sanatçı.
Doğum Tarihi: 13.06.1908
Ülke: |
İçindekiler:
- Erken Yaşam
- Sanatsal Başlangıçlar
- Evlilik ve Sanat Eğitimi
- Sergiler ve Tanınma
- Savaş Zamanı Sürgün
- Fransa’ya Dönüş
- Sanatsal Tarz
Erken Yaşam
Maria Helena Vieira da Silva, Portekiz asıllı bir Fransız sanatçıdır. Bir diplomatın kızı olarak doğan Vieira da Silva, ailesiyle birlikte gençlik yıllarında Fransa, İsviçre ve Birleşik Krallık’ı gezerek geçirdi. On bir yaşında resim yapmayı öğrenmek için Lizbon Güzel Sanatlar Akademisi’ne kaydoldu.
Sanatsal Başlangıçlar
1928 yılında Vieira da Silva, annesiyle birlikte Paris’e taşındı ve orada Matisse, Picasso, Modigliani, Braque ve Mondrian gibi ünlü sanatçılarla tanıştı. Fernand Léger’den resim, Antoine Bourdelle’den heykel dersleri aldı. Ayrıca dokuma, seramik ve kitap tasarımı alanlarında da ilgi gösterdi.
Evlilik ve Sanat Eğitimi
Aynı yıl, Macar asıllı bir sanatçı olan Arpad Szenes ile yakın bir bağ kurdu. 1930 yılında evlendiler ve sanatsal çalışmalarına birlikte devam ettiler. Vieira da Silva, Roger Bissière’in önderliğinde Académie Ranson’a devam etti.
Sergiler ve Tanınma
İlk kişisel sergisini 1932’de Paris’teki Jeanne Bucher Galerisi’nde açan Vieira da Silva, 1935 ve 1936 yıllarında Lizbon’da da sergi düzenledi. Vieira da Silva’nın yetenekli bir sanatçı olarak ünü sanat dünyasında yayılmaya başladı.
Savaş Zamanı Sürgün
Nazi işgaliyle birlikte, Vieira da Silva ve Szenes devletten yoksun bir çift olarak zorluklarla karşılaştı. Vieira da Silva, Portekiz vatandaşlığını kaybetti, Szenes ise Yahudi idi. 1940 yılına kadar Portekiz’de yaşadılar ve sonra Brezilya’ya taşındılar.
Fransa’ya Dönüş
Savaş sonrasında Vieira da Silva, Fransa’ya döndü ve Szenes ile birlikte 1956’da Fransız vatandaşlığı aldı. Sanatlarına devam ettiler ve eserleri, non-figüratif resim alanındaki katkılarıyla uluslararası üne kavuştular.
Sanatsal Tarz
Vieira da Silva’nın eserleri, soyut ve geometrik kompozisyonlarıyla tanınır. Sıklıkla labirentimsi yapılar ve sonsuz kütüphane motiflerini kullandı, etkileyici ve hayal gücünü uyandıran tablolar ve baskılar yarattı. O, non-figüratif sanat akımında en önemli ve saygın sanatçılardan biri olarak kabul edilir.