Paul-Henri Thiry d’Holbac
Fransız Filozof
Country:
Paul-Henri Thiry d’Holbach, 18. yüzyılda yaşamış olan Fransız bir filozof, materyalist ve ateistti. Aydınlanma döneminde bilgi yaymayı amaçlayan “Bilim, Sanat ve Zanaat Ansiklopedisi”ne katkıda bulunan etkin bir isimdi.
Paul-Henri Thiry d’Holbach’ın Hayatı
D’Holbach, 18. yüzyılda devrimci Fransız burjuvazisinin şekillenmesinde rol oynayan entelektüellerden biriydi. Feodal düzenleri yeni bir “Doğal” ve “Rasyonel” toplumsal yapı ile değiştirme konusunda teorik bir gerekçe sunarak burjuva toplumunun kurulmasına öncülük etti.
Fransız Materyalist Düşüncesinin Sistematizatörü
D’Holbach, 18. yüzyılda Fransız materyalistlerin dünya görüşünü sistematik hale getiren başlıca isimdi. Materyal dünyanın, insan bilincinden bağımsız olarak var olan ve zamanda ve mekanda sonsuz olan doğasının öncelik ve yıkılmazlığını savundu.
Ona göre, madde var olan tüm cisimlerin toplamıdır ve en basit, element parçacıkları değişmez ve bölünemez atomlardır. Bu atomlar uzanma, ağırlık, şekil, geçirgenlik ve hareket gibi temel özelliklere sahiptir. Filozof, tüm hareket formlarını mekanik bir yer değişmesine indirgedi.
D’Holbach, maddenin evrensel bir canlılığını reddetti ve duyarlılığın yalnızca örgütlenmiş maddelerin belirli biçimlerinde doğal olarak var olduğuna inandı.
Doğa Yasalarına İnançları
D’Holbach, maddenin doğasını yönlendiren nesnel yasaların varlığını kabul etti ve bu yasaların sürekli ve kırılamaz şekilde eylemleriyle bağlantılı olduğunu savundu. İnsanların doğanın bir parçası olduğunu ve dolayısıyla onun yasalarına tabi olduklarını düşündü.
Materyal dünyanın bilinebilirliğini savunan D’Holbach, duygunun tek bilgi kaynağı olduğunu düşündü. Duygunun ve kavramın nesnelerin görüntüleri olarak kabul edildiğini ve bilginin gerçeğin yansıması olduğuna inandı.
İnsan Toplumu Hakkındaki Görüşleri
D’Holbach’a göre, insan toplumunun gelişimi hükümet faaliyetlerinin, olağanüstü bireylerin, aydınlanmanın ve diğer faktörlerin sonucuydu. Bencil çıkar ve kişisel yararın insan davranışlarının temel motivasyonları olduğunu kabul ederken, öz sevgiyi ve kişisel çıkarı insan doğasının en önemli özellikleri olarak gördü.
D’Holbach, aşırı bencilliği reddederek bireysel ve toplumsal çıkarları birleştirmeyi savundu. Bireysel kişilikleri şekillendirmede toplumsal ortamın formasyonel rolünü tanıdı.