Robert Taker
Amerikalı siyaset bilimci, profesör, Tarih Bilimleri Doktoru.
Ülke:
Robert Tucker’ın Biyografisi
Robert Taker, Amerikalı siyaset bilimci, profesör ve tarih bilimleri doktorudur. 1918’de doğan Tucker, kariyerine 1944-1953 yılları arasında Moskova’daki Amerikan Büyükelçiliği’nde ataşe olarak başladı. Bu süre zarfında, Amerikan, İngiliz ve Kanadalı elçiliklerden personel istihdam eden bir tercüme bürosunu da yönetti. 1954 yılında ABD’ye döndü ve Harvard Üniversitesi’nde doktora tezini savunduktan sonra Indiana Üniversitesi’nde ders vermeye başladı. 1962 yılından bu yana Princeton Üniversitesi’nde çalışmaktadır.
Stalin Üzerine Araştırmaları
Tucker, Joseph Stalin üzerine kapsamlı araştırmaları ile tanınır. Stalin hakkında çeşitli eserlere imza atan Tucker, Batı’da genellikle “psikobiyografi” olarak değerlendirilen temel üç ciltlik bir biyografinin yazarıdır. İlk cilt olan “Stalin as Revolutionary, 1879-1929: A Study in History and Personality” 1974 yılında yayımlandı. Rusça çevirisi “Stalin. The Path to Power, 1917-1929” 1991 yılında Moskova’da yayımlandı. İkinci cilt “Stalin in Power, 1929-1941” ise 1997 yılında Rusça’ya çevrildi. Üçüncü cilt hakkında şu anda bilgi bulunmamaktadır. Tucker’ın çalışması, hem Rusya’da hem de Batı’da yayımlanan en kapsamlı Stalin biyografisi olarak kabul edilir. Tucker’ın, Kremlin’deki Stalin kütüphanesine erişim izni alan tek Batılı tarihçi olduğunu belirtmek gerekir.
Kaynak ve Teori Kullanımı
Tucker, Rus ve Gürcü göçmenlerin anıları, Sovyetologlar ve Kremlinologlar tarafından yapılan çalışmalar gibi çeşitli kaynaklardan yararlanmaktadır. Tucker’ın çalışmasının dikkate değer bir yönü, Stalin’in eylemlerini ve karakterini Amerikalı psikolog Karen Horney’in teorilerine dayandırmaya çalışmasıdır.
Uluslararası Seminere Katılım
Temmuz 1992’de Tucker, Novosibirsk’te düzenlenen “Dünya Tarihsel Süreç Bağlamında Stalin Fenomeni” adlı uluslararası bir seminere katıldı. Tezinde, Stalinizmdeki şovenist unsura odaklandı ve buna göre Stalinizmin, sadece Lenin’in mirasının en zalim, baskıcı ve terörist yönlerini benimseyen radikal bir sağ kanat Bolşevizmi temsil ettiğini belirtti.