Sergey MikaelyanYönetmen
Doğum Tarihi: 01.11.1923
Ülke: |
İçindekiler:
- Erken Dönem ve Savaş Trauması
- Savaştan Sonra Yeniden Doğuş ve Eğitim
- Sinema Yapımına Geçiş
- “Bonus” ve “Dul Kadınlar” ile Çıkış
- “Kendi İstemiyle Aşık” ve Miras
Erken Dönem ve Savaş Trauması
1 Kasım’da efsanevi Sovyet yönetmen Sergei Gerasimovich Mikaelyan 85 yaşına giriyor. “Fırtınaya Gidiyorum”, “Bonus”, “Dul Kadınlar” ve ikonik “Kendi İstemiyle Aşık” gibi başarılı eserleriyle tanınan Mikaelyan, ileri yaşına rağmen mütevazı bir kişilik olarak bilinir ve röportajlardan kaçınmayı tercih eder. Ancak, 1980’lerin sonlarında yazdığı dokunaklı anıları, hayatındaki dönüm noktası niteliğindeki olayları aydınlatmaktadır.
Büyürken, Mikaelyan II. Dünya Savaşı sırasında dönüşüm yaşadı. Rzhev Muharebesi sırasında ağır şekilde yaralandı ve savaş alanında terk edilmiş halde kaldı. Esir düşeceğine inanarak intihar etmeyi düşündü, ancak mucizevi bir şekilde kurtuldu. Alman askerleri sadece 50 metre uzaklığa kadar yaklaştı, ancak onu fark etmeden geçti.
Savaştan Sonra Yeniden Doğuş ve Eğitim
Yaralarının iyileşmesinin ardından, Mikaelyan ZIL fabrikasında çalışırken tutkularını da sürdürdü. Amatör tiyatro faaliyetlerine katıldı ve akşam enstitüsüne kaydoldu. Çocukluk arkadaşı ve savaş gazisi Boris Bodrov ile olan kaderiyle tanışması, onun yaratıcı bir kariyere olan isteğini ateşledi. Bodrov, o zamanlar GITIS’te okuyordu.
Mikaelyan, GITIS’e katıldı ve ünlü profesörler Boris Zakhava, Alexei Popov, Maria Knebel ve Konstantin Voinov’un gözetiminde başarı gösterdi. SSR’nin çeşitli tiyatrolarında becerilerini geliştirerek, sonunda Taşkent Rus Drama Tiyatrosu’nun Sanat Direktörlüğü’ne kadar yükseldi.
Sinema Yapımına Geçiş
Potansiyelini tanıyan Mikaelyan, eğitime döndü ve Mosfilm’de Yüksek Yönetmenlik Kurslarına kaydoldu. Başlangıçta sinema kariyerine hiç niyeti olmamasına rağmen, bu meydan okumaya çekildi. Mikaelyan, gerçek sinematik ustalığın sadece birkaç seçilmiş kişiye özgü olduğuna ve bu kişilerin özveri ve kararlılıklarıyla olağanüstü eserler yarattığına inanıyordu.
“Bonus” ve “Dul Kadınlar” ile Çıkış
Mikaelyan’ın yönetmenlikteki ilk denemesi, başlangıçta Sergei Smirnov’un “Brest Kalesi”nin uyarlama teklifi reddedildiğinde başarısız olmuştu. Ancak o, 1974 yılında “Bonus” senaryosunu keşfedince kararlılığını ortaya koydu ve film çekimi için ekibi gizlice Riga’ya getirdi. Emredilen prodüksiyonun durdurulmasına karşı gelerek filmin yapımını sürdürdü.
“Bonus”, yaygın inşaat yanlış uygulamaları arasında bir primi kabul etmeyi reddeden bir ustabaşı ve ekibinin dokunaklı bir tasviriydi ve 1976’da Devlet Ödülü’nü kazandı. Başarısının etkisiyle, Mikaelyan, kadınların hayatında savaşın kalıcı etkisini anlatan “Dul Kadınlar” üzerinde çalışmaya başladı. Film sansür zorluklarıyla karşılaştı, ancak o dönemki Genel Sekreter Leonid Brezhnev’in müdahalesiyle nihayetinde yayınlanabildi.
“Kendi İstemiyle Aşık” ve Miras
Sergei Mikaelyan’ın en sevilen eseri olan “Kendi İstemiyle Aşık”, bir kültür fenomeni haline geldi. Film, eski bir sporcu olan Oleg Yankovsky’nin ve sıradan ama kendine güvenen bir kütüphanecinin (Eugenia Glushenko tarafından canlandırılan) beklenmedik bir aşk hikayesini takip ediyor. Mikaelyan’ın filmdeki kendine hipnoz temalı kendini geliştirme niyeti tam anlamıyla gerçekleşmese de, filmdeki mizah ve duygusal cazibe Sovyet sinemasında unutulmaz bir iz bıraktı.
Sergei Gerasimovich Mikaelyan’ın sanatsal dehası ve anlatıcılığa olan bağlılığı, Sovyet ve Rus sinemasında kalıcı bir miras bıraktı. Filmleri, nesiller boyunca seyircileri eğlendirmeye, etkilemeye ve ilham vermeye devam ediyor; bu, sanatsal dehası ve anlatıya olan bağlılığının bir kanıtıdır.