Toplumlarla işbirliği yapmaya odaklanmış bir veri tasarımcısı

Veri ve Kadın Hakları: Catherine D’Ignazio’nun Çalışmaları

Verinin Kaynağını Sorgulamak

Kamusal tartışmalarda sıkça “Bu tartışmaya verilerle geldim” ifadesi duyulabilir. Ancak çoğu zaman “Veri nereden geldi? Nasıl toplandı? Neden bazı konularla ilgili veri varken diğerleriyle ilgili yok?” gibi sorular sorulmaz. MIT’deki Doçent Catherine D’Ignazio SM ’14, bu tür soruları sormaktadır. Geniş bir çalışma portföyüne sahip olan D’Ignazio, veriyi toplumsal sorunlara uygulama konusunda derin bir ilgi taşımaktadır; bu, genellikle dezavantajlı grupların verilere erişmesini sağlamak ve çözmeye çalıştığımız toplumsal sorunlar hakkında daha kapsamlı bir resim sunmaya yardımcı olmak içindir.

Feminicid ile Mücadele

D’Ignazio, “Eğer eğitimli bir yurttaş kitlesinin demokrasimize katılmasını ve veri tabanlı argümanlar sunmasını istiyorsak, o zaman veri altyapılarımızı bu katılımı destekleyecek şekilde nasıl tasarlayacağımızı düşünmeliyiz” diyor. Örneğin, kadınların cinsiyete dayalı şiddet nedeniyle öldürülmesi durumu olan feminicid meselesi. Latin Amerika’daki aktivistler, bu konuda vakaları kaydetmeye ve genellikle resmi devlet kayıtlarından daha kapsamlı veri tabanları oluşturmaya başladılar. D’Ignazio, bu durumu gözlemledi ve meslektaşlarıyla birlikte insan hakları savunucularının denetim çalışmalarını desteklemek için yapay zeka araçları tasarladı.

D’Ignazio, 2024 yılında yayınlanacak “Counting Feminicide” adlı kitabında, bu sürecin tamamını aktaracak. Bu çalışma, bir zamanlar veri boşluğu olan bir konuda farkındalık yaratmaya yardımcı olacak. Artık birçok kıtada insanların bu sorunun gerçekliğini tanımalarına yardımcı olan önemli veri tabanları mevcut. Kitap, yerel veri bilimi ve vatandaş veri aktivizminin yükselen birer toplum katılımı biçimi olduğunu ortaya koyuyor.

Veri ve Teknoloji ile Eşitlik Sağlamak

D’Ignazio, yenilik kavramı üzerine düşününce, “Yenilik kimin için? Kimin tarafından?” sorularının önemli olduğunu belirtiyor. MIT’nin Şehir Çalışmaları ve Planlama Departmanı’nda öğretim görevlisi olan D’Ignazio, 2023 yılına kadar yüksek lisans eğitimi boyunca elde ettiği deneyimleri, verinin toplumsal temellerini sorgulamak için kullanıyor.

MIT Medya Laboratuvarı’ndan MS derecesini aldıktan sonra, yazılım geliştirmeye yönelik ilgi alanlarını birleştirerek daha yaratıcı ve sosyal adil uygulamalar üzerinde çalışmalar yapmak için uygun bir ortam buldu. D’Ignazio, “Medya Laboratuvarı, bu konular üzerinde düşündüğüm tüm ilgi alanlarımı birleştirebildiğim bir yerdi,” diyor.

Özellikle, 2014 ve 2018 yıllarında, postpartum sağlık ve bebek beslenmesini ele almak amacıyla düzenlenmiş “Make the Breast Pump Not Suck” adlı feminist hackathonları organize etti. Ancak çoğunlukla, veri mimarisi, veri görselleştirme ve veri üretimi ile toplum arasındaki ilişki analizi üzerine yoğunlaşmış bir kariyeri var.

D’Ignazio’nun ilk kitabı “Data Feminism”, Emory Üniversitesi’nden Lauren Klein ile birlikte yazıldı ve 2020 yılında yayımlandı. Bu kitap, gündelik verilerin toplumsal yaşamımızı yansıtan birçok yolunu geniş bir şekilde ele aldı. Örneğin, üniversite kampüslerindeki cinsel saldırı oranları, en düşük orana sahip kurumların çoğunlukla mağdurlara en sorunlu raporlama ortamlarını sunduğunda yanıltıcı olabilir.

Öğrencilerin Başarısına Destek Olmak

D’Ignazio, öğrencilere veri biliminin toplumsal temelleri hakkında düşünmeleri için ilham veriyor. “Bir profesör olmanın zevklerinden biri, öğrencilerinizin sizi kendinizin gitmediğiniz yollara yönlendirmesidir,” diyor. Şu anda D’Ignazio’nun yüksek lisans öğrencilerinden biri, Wonyoung So, konut verisi sorunlarına odaklanıyor.

Konut verileri konusunda, mülk sahiplerinin kiracıları hakkında bilgiye ulaşmasının oldukça kolay olduğunu, ancak bunun tersinin neredeyse imkansız olduğunu belirtiyor. “Kira ihraç oranlarının yüksek olup olmadığını öğrenmek, kiracıların sahipleri hakkında yeterli bilgi bulması zor,” diyor D’Ignazio. “Kira verileri genellikle parçalı ve farklı biçimlerde yayınlandığı için büyük eşitsizlikler mevcuttur.”

D’Ignazio, verinin toplumu güçlendirecek yollarla tasarlanması gerektiğini vurguluyor. “Bilginin ve teknolojinin yapısal eşitsizlikleri nasıl zorluyabileceğini düşünüyorum,” diyor. “Soru şu: Toplumların güçlenmesine yardımcı olan teknolojileri nasıl tasarlayabiliriz?”

Exit mobile version