Yeni Bir Girişim: Brynn Putnam’ın Gelecek Vizyonu
Brynn Putnam, pandemi başlangıcında Lululemon’a 500 milyon dolara sattığı son şirketi Mirror ile dikkatleri üzerine çekmişti. Birçok gözlemci, bu satışın erken olduğunu düşünmüş olsa da, süreç onun için mükemmel bir strateji olduğunu kanıtladı.
Bir yıl boyunca Lululemon’daki genel müdürlük deneyiminden sonra, Putnam yeni bir işletme fikri geliştirdi. Bu yeni girişim 2025 yılında kamuya tanıtılacak. Lerer Hippeau gibi yatırım firmaları, bu gizli projeye şimdiden yatırım yapmaya başladı. Ben Lerer ve Putnam ile gerçekleştirdiğimiz bir röportajda, bu yeni girişimi ve tüketici teknolojilerindeki yeniden doğuşu konuştuk.
Yatırımcıdan İlk Çek Yazısı
Ben Lerer, Mirror’a yaptıkları ilk yatırımı şöyle anlattı:
“Mirror’a yatırım yaptığımızda, Brynn oldukça ilgi çekici ancak pek de sağlam görünmeyen bir demo ile gelmişti. Tam anlamıyla janjanlı bir ayna gibi duruyordu, ama arkasında bir bilgisayar ekranı vardı. Onun sadece iyi bir iş yapma becerisi değil, aynı zamanda bir mucit olduğunu fark ettik. Brynn bizi hızla etkiledi ve belki birkaç yıl boyunca delirmiş gibi göründük, ama sonunda doğru yolda olduğumuz anlaşıldı.”
Mirror’u Satmak Üzere Plan Yapmamıştık
Brynn Putnam, Mirror’u sadece dört yıl sonra satmaları hakkında düşüncelerini paylaştı:
“Biz satılık değildik. Bir alıcı arayışı içinde değildik. Sadece büyüyorduk. Ancak Lululemon ile uzun zamandır devam eden bir ortaklığımız vardı. Onlarla içerik üretimi ve ilginç etkinlikler düzenliyorduk. Bize çok uygun bir fırsat gibi göründü ve bu fırsatı pas geçemeyeceğimizi düşündük.”
Lerer, bu satışın arkasındaki düşüncesini şöyle ifade etti:
“Venture sermayesinin doğası biraz komik çünkü genelde fırsatlardan yararlanmanız gerektiğini savunur. ‘Başkaları açken sat, korkunca al’ derler. Brynn’in ‘Böyle bir teklif aldım, değerlendirmek istiyorum’ dediğinde, ‘Bunu senin için yapmalısın; bu bizim için harika. Eğer başkalarından tepki alıyorsan, ben yardımcı olmaya çalışırım ama senin bu konudaki gücün benden çok daha fazla’ dedim.”
Yenilikçi Bir İnovasyon
Putnam, Lululemon’daki deneyimlerini nasıl değerlendirdiğini vurguladı:
“Bir yatırımcı bana ‘gracious ol ve öğren’ demişti. Birçok farklı aşamada şirketinizi satıyorsunuz. Bu yüzden, en iyi yapabileceğiniz şey, öğrendiklerinizi uygulamak ve yeni rolünüzde amaçlı bir şey başarmak. Lululemon’da geçirdiğim yıl boyunca gerçekten çok şey öğrendim, fakat bir kurucu ve CEO olmaktan bir bölümün genel müdürü olmaya geçmek büyük bir değişiklik.”
Yeni Girişimi ve Aile Değerleri
Putnam, yeni girişimcilik yolculuğunun temelini şöyle açıkladı:
“Lululemon’dan ayrıldığımda, hayatımda farklı bir aşamadaydım. İki çocuğum oldu ve bunun sonucunda gerçekten önemli olan şeyleri gözden geçirdim. Mirror tamamen benim odak noktamdı. Ancak yeni hayatımda ailem ve arkadaşlarımla daha kaliteli zaman geçirmek istiyordum. Teknolojinin bu deneyimi iyileştirmesi gerektiğini düşünerek, teknolojiyi sosyal bağlantılar kurmak için nasıl kullanabileceğimi araştırmaya başladım.”
“Yeni tüketici donanım şirketimi kurarak, insanların yüz yüze nasıl daha fazla zaman geçirebileceklerini keşfetmek istedim. Bu, oyun alanında olmasına rağmen, temel olarak beraber zaman geçirmenin önemini artırmayı amaçlıyor. Teknoloji, deneyimin bir parçası değil, insanları bir araya getiren bir araç olmalıdır.”
Teknolojinin Geleceği ve Kullanıcı Deneyimi
Putnam, AI ve donanımın birleşimi üzerine düşüncelerini şu şekilde aktardı:
“Donanım da altın çağını yakalamak üzere. Teknolojideki temel bileşenler olgunlaşmakta ve bu da daha erişilebilir hale gelmektedir. Örneğin, Mirror’da kullandığımız teknoloji de büyük ölçüde standart ürünlerdi. Ancak yeni projelerde de aynı felsefeyi benimsiyoruz. Gelişmiş teknoloji yerine, daha olgun ve güvenilir malzemeleri kullanarak ilginç deneyimler sunmak önemli.”
Ben Lerer, teknoloji bağımlılığı konusunu ele aldı:
“Ben bir yatırımcıyım ve bunu çok önemsiyorum. Genç çocuklarım var ve sürekli ekran bağımlılığı yaşıyoruz. Bu nedenle, insanları yüz yüze etkileşim kurmaya teşvik eden yeni tarz eğlencelere yatırım yapmayı önemsiyorum. Bu doğrultuda yapılan anlaşmalar beni çok heyecanlandırıyor.”