Wols: Yaratıcı Bir Ruhun Hikayesi
Doğum ve Erken Yaşam
1913 yılında Almanya’da doğan Alfred Otto Schulze, ileride Wols olarak tanınacaktı. Babasının sanata olan tutkusu, Otto Dix gibi ünlü ressamlarla onu tanıştırdı ve sanat dünyasına adım atmasını sağladı.
Bir Dönüm Noktası
1924 yılında bir fotoğraf makinesi alan Wols, fotoğrafçılığa ilgi duymaya başladı. Dresden’deki sanat sergilerini ziyaret etmesi hayatını derinden etkiledi ve müzik ile sporun yanı sıra sanata olan ilgisini artırdı.
Kişisel Kaybın Etkisi
1929 yılında babasının ölümü, Wols’u derinden sarstı. Okulu bırakarak fotoğrafçılık ve avangard çevrelere yöneldi. Babasının dostu Leo Frobenius aracılığıyla etnografik çalışmalara ilgi duymaya başladı.
Paris ve Sürrealizm
1932’de László Moholy-Nagy’nin etkisiyle Paris’e giden Wols, Elena-Margarita Dabijà aracılığıyla Fernand Léger ve sürrealizm akımıyla tanıştı. Hans Arp, Calder, Giacometti gibi sanatçılarla ve tiyatro ile sinema dünyasından önemli kişilerle arkadaşlık kurdu.
Sürgün ve Zorluklar
1933’te Paris’e sürülen ve devletten kaçan Wols, maddi zorluklarla karşı karşıya kaldı. Taksi şoförlüğü yaparak geçimini sağladı ve yoksulluk içinde yaşamını sürdürdü. 1935 yılında siyasi nedenlerle İspanya’dan sınır dışı edildi.
Fotoğrafçılık ve Takma Ad
1936 yılında Léger’in yardımıyla Paris’te kalma izni alan Wols, hayatını değiştiren takma adını aldı. 1937’den itibaren fotoğrafçılıkla aktif olarak ilgilendi, Paris Dünya Fuarı için fotoğraflar çekti ve uluslararası dergilerde yayımladı.
Yakalama ve Kurtuluş
1939 Eylül’ünde düşman olarak interned olan Wols, çeşitli kamplarda tutuldu. 1940 yılında Fransız vatandaşı Greti ile evlenmesi sayesinde serbest bırakıldı.
Savaş Sonrası Başarı ve Trajedi
1945’te Paris’e dönen Wols, Galerie René Drouin ile sözleşme imzaladı. 1947’de sergilenen yağlı boya tabloları çağdaş sanatı devrim yaratırken, tachisme ve informel akımlarının öncüsü olarak onu tanımladı. Sartre, Kafka ve Arto’nun eserlerini resimleyerek ünlü yazarlarla işbirliği yaptı.
Sağlık Sorunları ve Ölüm
1948 yılında sağlık sorunları ağırlaşan Wols, uzun bir hastane tedavisinin ardından 1951’de ciddi gıda zehirlenmesinden dolayı hayatını kaybetti.
Miras
Wols’un eserleri ölümünden sonra 1955 ve 1964 yılları arasında Kassel’de üç documenta sergisinde sergilendi. Fotoğraf, resim ve kaligrafiyi benzersiz bir şekilde harmanlayan sanatı, günümüz sanatçıları ve sanatseverleri hala etkilemeye devam ediyor.