SON DAKİKA

Apple

“Apple’ın İrlanda Test Laboratuvarlarında – iPhone’unuzun Kum Fırtınalarına, Hamamlara ve Tuzlu Suya Nasıl Dayandığı”

iPhone’unuz elinize ulaşmadan önce, Apple, onu çöl fırtınalarına, derin donduruculara ve düşme testlerine tabi tutuyor. Bu süreçlerin nasıl işlediğine bir göz atalım.

Apple’nın Gizli Laboratuvarı

Apple’ın gündemi genellikle futuristik Cupertino merkezi ile şekilleniyor fakat şirketin ürün dayanıklılık çabalarının önemli bir kısmı İrlanda’daki sıradan bir binada gerçekleşiyor. 1980 yılında açılan Cork kampüsü, şu an 6,000 çalışanı ile Apple’ın Avrupa merkezidir.

Bu tesis, Apple’ın Güvenilirlik Test Laboratuvarına ev sahipliği yapıyor. Cork, bölgesel bir merkez olmanın ötesinde, Apple’ın en önemli ürün bütünlüğü operasyonlarından birine de ev sahipliği yapıyor.

Gerçek Koşulların Simülasyonu

Ekipler, cihazların yıllarca sürecek aşınma ve yıpranmalarını sadece birkaç günde simüle ediyor. Düşme testlerinden toz patlamalarına kadar, laboratuvar, bir cihazın kutusundan çıktıktan sonra maruz kalabileceği her şeyi taklit etmek için tasarlanmış.

Cihazlar, darbeler, aşırı sıcaklıklar, titreşim, nem, radyasyon ve kimyasal maruziyet gibi birçok senaryoya tabi tutuluyor. Bazı makineler, şarj kablolarını sürekli çekiyor, diğerleri ise ekranlarda terli parmak izlerini simüle ediyor ya da portları çöl tozuna benzer ultrahafif kumla bombardımana tutuyor.

İçerik ve Tasarım Sürdürülebilirliği

Bu çabaların çoğu, Apple’ın “Tasarım ile Uzun Ömür” yaklaşımına dayanıyor. Bu şirket genelindeki bir stratejidir ve ürünlerin daha uzun ömürlü, daha kolay onarılabilir ve geri dönüştürülmüş malzemelerle tasarlanmasını amaçlıyor. Bu strateji, malzeme bilimi, donanım mühendisliği ve özel test ortamlarını birleştirerek cihazların gerçek hayatta nasıl performans göstereceğini öngörüyor.

Son zamanlarda, Wallpaper* ve MailOnline gazetecileri, Apple’ın Cork tesislerindeki laboratuvarlara davet edildi. Burada, Apple prototiplerini endüstri standartlarının çok üzerinde test ediyor. iPhone’lar, kullanıcıların en çok karşılaşacağı yüzeyler olan ahşap, asfalt ve granit gibi yüzeylere bırakılıyor.

Apple’ın iMac bilgisayarları, 149 °F’de fırınlanıyor ve yüksek nemle karşılaştırılıyor, ardından, uçak yolculukları sırasında yaşanan sıcaklık dalgalanmalarını taklit etmek için -4 °F hava ile patlatılıyor. Cihazlar titriliyor, sarsılıyor ve plaj ortamlarını simüle etmek için tuzlu suya daldırılıyor.

Birçok teknoloji firması standart dayanıklılık sertifikalarına güvenirken, Apple mühendisleri, gerçek hayattaki karmaşık durumları taklit etmeyi tercih ediyor. Bir telefonu granit üzerine düşürmek ya da aşırı nemde dayanıklılığını test etmek, günlük yıpranmalardan kaynaklanan arızaları önlemeye yardımcı oluyor.

Bir cihaz testi sırasında başarısız olursa, mühendisler, X-ışınları, BT taramaları ve 5 nanometre çözünürlüğe sahip taramalı elektron mikroskobu gibi araçları kullanarak içindeki kusurları belirliyor. Bu araçlar, gözle görülmeyen hataları tespit etmeye yardımcı oluyor.

Apple, müşterilere cihazlarını daha uzun süre tutmalarına yardımcı olmayı amaçlıyor. Artık kendi kendine onarım programı, yapıştırılmış bataryaların bir dakikadan kısa sürede çıkarılması için gerekli aletleri içeriyor.

Daisy, Apple’ın geri dönüşüm robotu, yıllık 2.4 milyon iPhone’u monte ediyor ancak bu, satılan iki milyardan fazla iPhone’un yalnızca küçük bir kısmını temsil ediyor. Beş yıldan daha eski yüzlerce milyon iPhone hâlâ kullanılıyor çünkü yazılım desteği ve dayanıklılık iyileştirmeleri var. Cihazların daha uzun süre tutulması, çevresel etkilerini azaltıyor ve Apple’ın 2030 yılına kadar tedarik zincirinde karbon nötrlüğü hedefiyle uyumlu.

Yine de Apple, kullanıcıların genellikle gerekli olduğu için değil, yeni özellikler için yükseltme yaptığını kabul ediyor. Marieb, “Eğer birisi daha sık bir telefon isterse, umarım bu bizim çekici yeni özelliklerimiz içindir” diyor.

Bir iPhone’un satılması, onarılması veya başkasına devredilmesi konusunda Apple, hem satışın hem de 1000. günde performansın ilk günündeki gibi olmasını sağlamak istiyor. Kullanıcılar için bu, daha güvenilir performans, daha yüksek ikinci el değeri ve yükseltme baskısının azalması anlamına geliyor.

Apple, premium cihazların yalnızca piyasaya sürüldüğünde değil, yıllar boyunca premium değer sunmasını hedefliyor.

Düşüncenizi Paylaşın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İlgili Teknoloji Haberleri