” geleneksel Veri Merkezleri ‘Amaca Uygun Değil’ Diyor EMEA’daki IT Liderlerinin Yarısı, AI ve Enerji Baskılarının Çakıştığı Dönemde”

Lenovo’nun yeni araştırmaları, veri merkezlerinin gelecekteki bilgi işlem ve iklim taleplerine nasıl evrileceğine dair ilham verici tasarımları ortaya koyuyor.

• Var olan birçok veri merkezi tasarımı, BT karar vericilerinin sürdürülebilirlik hedeflerini karşılamakta yetersiz kalıyor.
• Veri egemenliği ve düşük gecikme, EMEA genelindeki BT liderlerinin üst sıralarında yer alıyor ve gerçek zamanlı ile uç bilgi işlem taleplerini yönlendiriyor.
• BT karar vericilerinin %90’ı, yapay zekanın veri kullanımını önemli ölçüde artırmasını bekliyor fakat sadece %41’i bunu etkin bir şekilde entegre etmeye hazır.

6 Kasım 2025: Lenovo’nun yaptırdığı yeni araştırmaya göre, veri merkezi tasarımı, EMEA’da işletmeleri geleceğe hazırlamak için evrilmelidir. Yapay zeka iş yüklerini verimli bir şekilde beslemekten, acil sürdürülebilirlik ve uyum taleplerini karşılamaya kadar, geleneksel veri merkezi tasarımları yetersiz kalıyor. BT liderlerinin neredeyse yarısı (%46) mevcut altyapılarının enerji ve karbon azaltma hedeflerini desteklemediğini kabul ediyor.

Aynı zamanda, bölgede veri özerkliğinin bireyin ve işlerin veri toplama, saklama ve işleme yollarını etkileyeceğine inanan neredeyse %99’luk bir oran dikkat çekiyor. Yapay zeka, çeşitli sektörlerde veri kullanımını hızlandırmaya devam ederken, birçok kuruluş, bu teknolojiyi etkili bir şekilde uygulamakta veya bunu sürdürülebilir bir şekilde beslemekte (*) mücadele ediyor. Bu, dijital hedeflerle altyapı gerçekliği arasındaki uçurumu vurgulamaktadır.

Lenovo, gelecekteki veri merkezi tasarımı, teknolojisi ve konumunu etkileyen ana faktörleri belirlemek amacıyla Geleceğin Veri Merkezi araştırmasını gerçekleştirdi. Bu çalışma, veri merkezi pazarının büyümesi, enerji kullanımı, sürdürülebilirlik ve maliyetlerin kritik dikkate alınması gereken konular haline geldiği bir dönemde yapıldı.

Sürdürülebilirlik Hazırlığı Açığı Yeni Bir Yaklaşım Gerektiriyor

%92 oranında BT karar vericisi, enerji tüketimini ve karbon ayak izini azaltan teknoloji ortaklarına öncelik vermektedir, ancak sadece %46’sı mevcut veri merkezi tasarımının sürdürülebilirlik hedeflerini desteklediğini belirtmektedir. Bu boşluk, yapay zeka, otomasyon ve patlayan veri büyümesinin neden olduğu artan çevresel baskıları gözler önüne seriyor; geleneksel soğutma sistemleri (örneğin hava soğutma) verimlilik, maliyet ve karbon azaltma dengesini sağlamakta zorlanıyor.

Veri Egemenliği %99 Önemli

Veri egemenliğini öncelik olarak gören BT karar vericilerinin oranı %88, ve %99’u önümüzdeki beş yıl içinde bunun daha da önemli olacağını düşünüyor. Bu durum, gelecekteki veri merkezi tasarımı için verilerin nerede bulunduğunu kontrol etmek ve uyum sağlamak adına belirleyici bir unsur haline geliyor. Ayrıca, %94 oranında karar verici, düşük gecikmenin bugünkü ve gelecekteki gereksinimlerin anahtarı olduğunu vurguluyor; bu da gerçek zamanlı uygulamalar ve uç bilgi işlem büyümesi ile yönlendiriliyor.

Yapay Zeka İçin Ölçeklenebilir Güç Sağlamak Veri Merkezinin Geleceğini Belirleyecek

%90 oranında BT karar vericisi, önümüzdeki on yıl içinde yapay zekanın kurumsal veri kullanımını önemli ölçüde artıracağını düşünüyor ve %62’si yapay zeka ve otomasyonun BT stratejisi üzerinde en büyük etkiye sahip olacağını öngörüyor. Ancak vaadlerine rağmen, %41’i organizasyonlarının yapay zekayı etkin bir şekilde entegre etmeye hazır olmadığını kabul ediyor.

“Geleceğin veri merkezi, AI için ne kadar etkili bir şekilde ölçeklenebileceği, sürdürülebilirlik hedeflerini yerine getirebilmesi ve maksimum enerji verimliliği ile çalışabilmesi ile tanımlanacaktır” diyor Simone Larsson, Lenovo EMEA Kurumsal AI Kıdemli Müdürü. “Hesaplama talebinin arttığı bu dönemde, müşteriler performansı ödün vermeden sunabilen ve çevresel etkiyi azaltma sorumluluğunu üstlenen altyapı ortaklarına yönelecektir.”

“EMEA’da, veri egemenliği özellikle karmaşık bölgesel düzenlemeler ve CIO’lar ile C-seviyesi yöneticilerinin artan incelemesiyle şekillendiği için acil bir öncelik olarak öne çıkıyor. İşletmeler, bu artan beklentilerle uyumlu hale getirmek için altyapılarını şimdi şekillendirmeye başlamalı, çünkü geleceğe yönelik hazırlıklar, bugün alacakları kararlarla başlar.”

2055 Yılına ait Veri Merkezleri Tasarlamak

Lenovo, mühendislik firması AKT II ve mimarlar Mamou-Mani ile işbirliği yaparak, veri merkezlerinin öneminin önümüzdeki 30 yıl içinde artacağı düşünüldüğünde nasıl bir görünüme sahip olabileceğini değerlendiriyor. Tasarımlar, sunucu rafı veri merkezi modelini alarak su soğutma teknolojisinden faydalanıyor ve doğal kaynakları, kullanılmayan alanları ve beklenmedik yerleri kullanarak kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılıyor. Bu tasarımlar şunları içeriyor:

• Yüzen Bulut: 20-30 km yükseklikte havada süzülerek yerleşimi sağlanan bu veri merkezi, ticari uçakların güvenli mesafesinde durarak, 24/7 güneş enerjisi ile çalışıyor ve kapalı sıvı soğutma sistemleri ile hava kirliliğini önlüyor. Daha küçük modüller, havada asılı durmayı mümkün kılıyor.
• Veri Köyü: Nehirler veya kanallar gibi su kaynaklarına yakın bir konumda bulunan bu model, şehre ihtiyaç duyan, modüler ve istiflenebilir bir sistem ile veri merkezlerini içermektedir. Bu konum sıvı soğutma avantajı sağlarken, atık ısıyı yerel tesislerin (okullar veya evler gibi) ısınmasına veya güçlendirilmesine kullanabiliyor ve önemli noktalara yakınlığıyla gecikmeyi azaltıyor. Ayrıca, jeotermal enerji ile beslenen bir Veri Spa modeline de genişletilebiliyor.
• Veri Merkezi Sığınağı: Kullanılmayan tünel veya barınak sistemlerini kullanan bu model, teknolojiyi yer altına yerleştirip yeni alanların inşa gereksinimini azaltıyor. Bu yöntem, arazi kullanımını azaltırken, yerel güvenlik dayanıklılığı sağlıyor ve yer altındaki konum doğal bir ısı yönetim sistemi oluşturuyor.

Tüm bu tasarımların sıvı soğutma teknolojisini entegre etmesi gerektiği ve bu sayede veri merkezlerinde ısı sorununu ve geleneksel hava soğutmanın sınırlamalarını hedeflemesi gerektiği önemlidir. Sıvı soğutma, hava soğutmaya göre daha az enerji tüketir; böylece bu tasarımlar hem verimlilik hem de sürdürülebilirliği artırır.

“Mimar ve mühendisler olarak, veri merkezlerini sadece daha büyük değil, daha iyi hale getirme sorumluluğumuz var. Geleceğin Veri Merkezi projesi, işletmelerin gelişen ihtiyaçlarını, madenler ve sığınaklar gibi yerlerin yeniden kullanılması, yüksek irtifa bulut modülleri, kentsel veri köyleri ve sunucuların ısısını kamu hizmetleri ile birleştiren veri spaları gibi pratik yolları bir araya getiriyor,” diyor James Cheung, Mamou-Mani’de Ortak. “Lenovo’nun sıvı soğutma teknolojisine dayanarak, doğal kaynakların ve var olan yerlerin nasıl üstlenilebileceği ve topluluklara enerji sağlanabileceği gösterilmektedir. Gelecekte veri merkezlerinin elde edeceğinden emin olmasak da, bu tasarım kılavuzu, fikirlerin pilot projelere daha hızlı ve daha az riskle geçiş yapmasına dair bir önizleme sunuyor.”

Artan bilgi işlem talebi ve daha sıkı sürdürülebilirlik gereklilikleriyle başa çıkmak için, organizasyonlar altyapılarını bugünden optimize etmeye başlamalıdır. Sıvı soğutma teknolojisi, etkili ve somut bir çözüm sunmaktadır. Lenovo Neptune sıvı soğutma teknolojisi ile sistem ısısının %98’i doğrudan kaynağından uzaklaştırılabilir. Neptune aynı zamanda enerji tüketimini ve geleneksel hava bazlı soğutma yöntemlerine olan bağımlılığı önemli ölçüde azaltır. İşletmeler, yapay zeka ve ileri düzey analizlerini ölçeklendirdikçe, Neptune çözümleri performans hedefleri ve çevresel taahhütlerle uyumlu, geleceğe uygun bir platform sunar.

“Lenovo, özelleştirilmiş, sürdürülebilir bir altyapıyı ölçeklendirme taahhüdündedir,” diye ekliyor Larsson. “Neptune sıvı soğutma teknolojisi ile, müşterilere AI’nin artan enerji taleplerini ele alırken hem çok verimli hem de hemen kullanılabilir sıvı soğutma çözümleri entegrasyonu sağlıyoruz. Geleceğe hazır veri merkezleri, sürdürülebilirliğin sistemin başından itibaren mühendislik ile sağlandığı bir zihniyet değişikliği gerektirir.”

——

Geleceğin Veri Merkezi araştırması, Lenovo tarafından yaptırılmış olup, 250’den fazla çalışana sahip şirketlerde 250 BT karar vericisi ile yapılan bir anketi içermektedir. Çalışma, Almanya, İtalya, Norveç, İsveç, Birleşik Krallık ve BAE gibi ülkelerde gerçekleştirilmiştir. Anket çalışması Ağustos 2025 tarihinde gerçekleştirilmiştir.