Stefan George
Alman şair
İçindekiler:
- Stefan George’un Biyografisi
- Erken Etkiler ve Estetik Görüşler
- Benzersiz Tarz ve Sınırlı Okuyucu Kitlesi
- Nietzsche Etkisi ve Belirsiz Politikalar
- Göç ve Miras
Stefan George’un Biyografisi
Stefan George, 12 Temmuz 1868’de Büdesheim’de doğmuş, Alman şair ve Alman sembolizminin önde gelen isimlerinden biri olmuştur. Weimar Cumhuriyeti’nin kültürel hayatı üzerinde derin bir etkisi olmuştur. George’un çağdaşları onu “Roma kültürünün Rhenish toprağında beden bulmuş hali” ve “müze mahkemesinin Napolyon’u” olarak nitelendirmişlerdir. O, şiiri tek edebi yazın sanatı olarak ilan eden ilk kişiydi.
Erken Etkiler ve Estetik Görüşler
George’un zengin bir ailede yetişmesi, ona Mallarmé ve Verlaine gibi Paris sembolistleriyle tanışma fırsatı vermiştir. Bu etkilerle George, natüralizmi aşmayı amaçlayan estetik görüşler geliştirmiştir. Sanatın toplumun ihtiyaçlarını karşılamaması gerektiğini, ancak “sanat kendi içindendir” olması gerektiğini savunmuştur. George, şiirde anlam yerine formun önemli olduğunu ısrarla belirtmiştir.
Benzersiz Tarz ve Sınırlı Okuyucu Kitlesi
George’un “Ilahiler” (1890), “Hac” (1891), “Çoban Kitabı” (1895) ve “Ruh Yılı” (1897) gibi erken dönem şiir koleksiyonlarının benzersiz formu, mürekkebe dayalı el yazması baskılar ve büyük harf ve noktalama işaretlerinden vazgeçilmesi gibi özelliklerle sınırlı bir okuyucu kitlesine yol açmıştır. George, 1892-1919 yılları arasında davetli üyeler için tasarlanmış olan “Blätter für die Kunst” adlı dergiyi yayınlamıştır.
Nietzsche Etkisi ve Belirsiz Politikalar
Sonraki koleksiyonları olan “Savaş” (1917) ve “Üç Şiir” (1921) gibi eserlerinde George’un şiiri ekspresyonizmin etkilerini göstermiştir. Nietzsche bakış açısından beslenen George’un demokratik olmayan ideallere dayalı dünya görüşü, onu Ulusal Sosyalizm fikirleriyle yakınlaştırmıştır. George, Almanya’da yeniden doğuşu sağlayacak bir kahramanın ortaya çıkacağını bir kez öngörmüştür. Bu kehaneci hedefler, mistik ruh hali ve kendi iradesine dayalı kahramanlık kültü, burjuva muhaliflerin George’un şiirlerini kendi sloganları için kullanmasına olanak sağlamıştır. Bununla birlikte George, Nazizmi reddetmiş ve Hitler’in kolonlarını sadece “kalabalık” olarak görmüştür.
Göç ve Miras
1933 yılında Prusya Güzel Sanatlar Akademisi başkanı olarak atanması üzerine kendisi için düzenlenecek kutlamalara katılmayı reddeden George, Almanya’dan ayrılarak İsviçre’ye göç etmiş ve 4 Aralık 1933’te orada ölmüştür. Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesinden önce George’un edebi takipçileri, benzer düşüncelere sahip kişiler ve hayranları “Stefan George Çemberi”ni oluşturmuşlardır. Bu, edebi bir salonu ve ruhsal-estetik bir düzeni birleştiren bir oluşumdu. Alman kültürü alanında birçok ünlü isim, şair, yazar, üniversite profesörü ve sanatçı bu çemberin üyeleri arasındaydı. Bazı çember üyeleri Alman faşizminin yayılmasının habercileri olmuşlardır.