Arna Bontemps
Harlem Rönesansı kültürel hareketinde öne çıkan Afrika kökenli Amerikalı şair, romancı, kütüphaneci ve önemli bir figür
Arna Bontemps: Harlem Rönesansı’nın Önde Gelen Şekillerinden
Arna Wendell Bontemps, 13 Ekim 1902’de Louisiana’nın Alexandria şehrinde doğdu. Yani bir Afrika kökenli Amerikalı şair, romancı, kütüphaneci ve Harlem Rönesansı olarak bilinen kültürel hareketin önemli figürlerinden biridir.
Erken Yaşamı ve Eğitimi
Bontemps’un ailesi Büyük Göç sırasında Los Angeles’a taşındı. Liseyi bitirdikten sonra 1923 yılında California’daki Pacific Union College’da İngilizce ve tarih alanında lisans eğitimi aldı.
Harlem Rönesansı ve Edebi Başarılar
1924’te Harlem Rönesansı sırasında New York’a gelen Bontemps, Harlem Academy’de öğretmenlik yapmaya başladı ve şiirler yazmaya başladı. 1926’da Crisis Şiir Ödülü’nü kazandı. Countee Cullen, Langston Hughes, Zora Neale Hurston gibi isimlerle yakın dostluklar kurdu.
Yazın Kariyeri
1930’ların başlarında Bontemps, yazma alanını kurguya genişletti. İlk romanı “God Sends Sunday” (1931), şiirsel tarzı ve Afrika kökenli Amerikalı hayatını tasvir etmesiyle eleştirmenlerden övgü aldı. Ayrıca Cullen ile birlikte “St. Louis Woman” (1946) adlı romanın dramatik uyarlamasını yaptı.
Çocuk Edebiyatı ve Toplumsal Yorumlar
Bontemps, Langston Hughes ile birlikte “Popo and Fifina” (1932) ve “You Can’t Pet a Possum” (1934) gibi çocuk kitapları yazdı. Eserlerinde ırkçılıkla mücadele etti ve Alabama’daki Scottsboro Boys davasına karşı çıktı.
Tarihi Kurgu ve Kütüphane Çalışmaları
Bontemps, köle isyanı lideri Gabriel Prosser’ın hikayesine dayanan “Black Thunder” (1936) gibi tarihi romanlar yazdı. Aynı zamanda Chicago Üniversitesi’nden 1934 yılında Kütüphanecilik Yüksek Lisansı derecesini aldı.
Sonraki Yaşamı ve Mirası
1973’te Bontemps, kalp krizinden hayatını kaybetti. Afrika kökenli Amerikalı tarih ve kültürünü keşfeden yetenekli bir yazar olarak anıldı. 2002 yılında Profesör Molefi Kete Asante tarafından 100 Büyük Afrika Kökenli Amerikalı arasında gösterildi. Arna Bontemps, Amerikan edebiyatı ve Harlem Rönesansı’ndaki önemli bir figür olarak önemini koruyor.