Tasarımcı Sebastiaan de With, Apple’ın yaklaşan işletim sistemi tasarımındaki değişiklikleri WWDC 2025 öncesinde hayal ediyor.
WWDC’ye bir haftadan az bir süre kala ve Apple’ın bazı ipuçları vermesiyle birlikte, herkes Cupertino merkezli teknoloji devinin neler yapacağına dair merak içinde. Büyük bir değişikliğin geleceğinden neredeyse eminiz ve bunun, visionOS’tan esinlenerek şekilleneceği konusunda güçlü bir inanç var.
De With’in Tasarım Üzerine Düşünceleri
Bu belirsizliğe rağmen, neye benzeyeceğini tam olarak bilemiyoruz. Tasarımcı ve Lux’un kurucu ortağı olan Sebastiaan de With, yeni blog yazısında bu konuda bazı düşüncelerini paylaşıyor. Apple’ın, on yıl sonra neden başka bir büyük değişiklik yapma yoluna gidebileceğini de ele alıyor.
Yazısının çoğu, iPhone tasarımı tarihini inceliyor ve Apple’ın tarih boyunca benimsediği tasarım felsefesini ele alıyor. İlk iOS versiyonundan başlayarak, Apple’ın uyguladığı skeuomorfizmi vurguluyor. Skeuomorfizm, fiziksel bir nesneyi taklit eden bir dijital arayüz tasarımı oluşturmak anlamına geliyor.
Geçmişten Günümüze Tasarım Değişimi
Bu uygulama, fiziksel nesnelerimizi dijital olanlarla değiştirmemiz gereken geçiş dönemleri için oldukça gerekliydi. De With, eski Sesli Notlar uygulaması arayüzünü mükemmel bir örnek olarak gösteriyor; bir zamanlar radyo tarzı metal bir mikrofon içeriyordu, fakat şimdiki versiyonunda sade bir düğme yer almakta.
Geçiş sürecinin ardından, tasarımlar zamanla daha fazla rafine edilmeli. 1997-2012 yılları arasında doğmuş olan Genç Kuşak yani Z kuşağı, büyük ölçüde çevrimiçi yetişti ve çoğu çocuk, akıllı telefon ve tabletlerle çok küçük yaşta tanıştı. Bu durum, Alpha Kuşağı için daha da geçerli. Artık metal bir mikrofon onlara bir anlam ifade etmiyor; bendeniz neredeyse 40 yaşında olmama rağmen, bu nesne bile sıradan geliyor. Skeuomorfizm, eski telefonlar, manuel camlar ve el haritalarının yerini aldı.
Apple’ın Tasarım Geleceği
2013’te Apple, iOS 7 ile birlikte kanıtlama gereksinimlerini sona erdirdi. Bu değişiklik, skeuomorfizmden uzaklaşmış ve büyük bir değişim yaratmıştı. Bu durumu, iOS 6 ve iOS 7 arasındaki hesap makinesi uygulamasıyla örnekleyebiliriz.
Ancak tamamen düz bir tasarım da sunmadılar; Apple, derinliği vurgulamak için dinamik efektler ekledi. Bu da iOS 7’nin genel tasarımına önemli bir akışkanlık sağladı; Jony Ive bu konuda oldukça gururluydu.
Gelecekte ne olacak? Büyük ihtimalle Apple, iOS ve diğer işletim sistemlerinin görsel tasarımını büyük ölçüde değiştirecek. Apple’ın cihazlar arasında bir tasarım standardizasyonu oluşturmak istemesi mantıklı; bu sayede kullanıcıların iPhone’dan Mac’e, iPad’e ve Apple Watch’a geçiş yapmaları kolaylaşacaktır. Uygulamalarının aynı görünmesi öğrenme eğrisini ciddi şekilde azaltır.
De With, Apple’ın arttırılmış gerçeklik hissini, visionOS dışındaki cihazlarda da denemek isteyebileceğini öne sürüyor. Bu fikri, “Yaşayan Cam” olarak adlandırıyor. Bu tahmin oldukça mantıklı; sonuçta Apple, WWDC 2025’i “şık bir bakış açısı” etkinliği olarak duyurdu.
Ayrıca, Apple’ın üçüncü taraf perakende çalışanlarla iletişime geçtiği ve donanım ve yazılımın birlikte tasarlandığında neler mümkün olduğunu anlatmalarını istediği söyleniyor.
Bu yüzden de With, Apple’ın dinamik efektlere ve davranışlara yoğunlaşacağını tahmin ediyor; bu, Dynamic Island’ın nasıl çalıştığına benzer. Onun tasarımları gerçekten büyüleyici ve Apple’ın kendisi tarafından tasarlanmış gibi görünüyor.
Genel olarak, bu kullanıcı arayüzü, kullanıcı deneyimini yalnızca geliştirmekle kalmayıp, aynı zamanda ona seamlessly bir şekilde entegre olmalarını sağlıyor. Umarız Apple, bu kadar düşünceli bir tasarımı bizler için hazırlar.
Elbette, bu tamamen spekülasyon. Bazı kişiler, iOS’un sızan ekran görüntülerine ulaştıklarını iddia etse de, çoğunlukla WWDC öncesinde önceden bilgi edinemiyoruz. Şimdilik, Apple’ın iOS, iPadOS, watchOS ve diğer platformları için neler hazırladığı hakkında spekülasyona devam edebiliriz; gökyüzü sınır.
Tek biliyoruz ki Apple’ın planlarını en doğru şekilde öğrenmenin yolu, doğrudan Apple’dan dinlemek.