Michelangelo Merisi da Caravaggioİtalyan Ressam Doğum Tarihi: 28.09.1573 |
Michelangelo Merisi da Caravaggio’nun Hayatı
Michelangelo Merisi da Caravaggio, 28 Eylül 1573 tarihinde Kuzey İtalya’daki küçük bir kasabada doğmuştur. On bir yaşında Milanolu bir ressamın çırağı olarak işe başlamıştır. 1590 yılında, İtalya ve Avrupa’nın tümü için bir sanat merkezi haline gelen Roma’ya taşınmıştır. Roma’da Caravaggio, en büyük başarılarını ve şöhretini elde etmiştir.
Caravaggio, çağdaşlarının geleneksel estetik değerlerinden uzaklaşarak kendi derin ve bireysel tarzını geliştirmiştir. Bu kısmen, geç Mannerizm klişelerine karşı bir tepkiydi. Caravaggio için yazan biyografi yazarları, geçmişin büyük ustalarına ve hatta antik sanata büyük bir küçümseme beslediğini söylemektedirler. Bir hikaye vardır ki Caravaggio, sokaklardan bir çingene getirip onu bir genç adamın kaderini öngören bir falcı olarak resmetmiş ve doğanın tek öğretmenine ihtiyacı olduğunu ilan etmiştir. Caravaggio’nun eleştirmenlerinin zaman zaman önceki sanat geleneğinden bağımsızlığı abartılsa da, sanatının yenilikçiliği ve orijinalliği gerçekten Caravaggio’yu o dönemin Roma kültürel hayatında devrimci bir figür yapmıştır.
Caravaggio ve Gerçekçilik
Caravaggio’nun gerçekçiliği sadece doğanın taklit edilmesinin ötesine geçmiştir. Resimleri, insan psikolojisine derin bir anlayışı, ışık ve biçimlerin doğru bir şekilde tasvir edilmesini bir araya getirerek, gerçeği tuvalde bir drama haline dönüştürmesini sağlamıştır.
Caravaggio ve Dini Resimler
Caravaggio’nun Roma dönemindeki dini resimlerinde bu özellikleri en iyi şekilde görmek mümkündür. Örneğin, “Saul’un Dönüşümü” (1601) ve “Meryem’in Ölümü” (1605-1606). “Saul’un Dönüşümü” tablosunda, gelecekteki havari Pavlus, henüz Saul olarak Hristiyanlara zulmederken, Tanrı’nın sesini duyduğu ve şaşkınlıkla atından düştüğü anı tasvir eder. Sanki yükseltilmiş elleri ve yerde yatan başı, çerçevenin dışına doğru uzanarak izleyici alanına doğru yayılır, izleyiciyi olayın içine hemen katılımcı yapar. “Meryem’in Ölümü” tablosunda ise, dini bir konu çok insanî ve basit bir şekilde sunulmuştur. Meryem’in zayıflamış ve sıyrılmış vücudu bir yatakta dinlenirken, matem tutan havariler ve Meryem Magdalene tarafından çevrelenmiştir. Kısık ışıklı odada sessizlik ve her şeyi sarıp sarmalayan bir hüzün atmosferi hakimdir.
Caravaggio’nun kişiliği ve yaşam olayları, resimleri kadar ilginçtir. Roma’ya desteksiz bir şekilde geldiği ve kariyerinin erken döneminde hala yaşam ve tür resimleri gibi eserler yaptığı açıktır. Ancak San Luigi dei Francesi kilisesi için 1597 ve 1599 yılları arasında yapılan “Aziz Mateos’un Çağrısı” ve “Aziz Mateos’un Şehit Edilmesi” gibi eserleri, Caravaggio’nun kariyerinde bir dönüm noktasını işaretler. 1600’den itibaren, yaratıcılığının en yüksek noktasında olduğu dönemde, Caravaggio’nun adı zaman zaman Roma polis kayıtlarında görülmeye başlamıştır. Belgeler çoğunlukla küçük suçlara atıfta bulunmaktadır: o ve arkadaşları, bir ressama karşı yazılan edebe aykırı mersiyelerde mahkemeye çıkarılmış, bir tavernadaki bir garsona yapılan tehditler ve polise yöneltilen hakaretler nedeniyle yargılanmışlardır. Ancak fiziksel şiddet vakaları da mevcuttur ve bunlar tutuklamalara yol açmıştır.
Mayıs 1606’da, Caravaggio, bir top oyunu sırasında yaşanan bir tartışmadan kaynaklanan bir kavgada genç bir tanıdığı öldürmüştür. Cinayet sonrasında, sanatçı önce Roma’nın dış mahallelerine kaçmış ve ardından Napoli’ye gitmiştir. Orada, önemli siparişler üzerinde çalışmaya devam etmiş ve sanatı, Napoli resim okulunun gelişiminde belirleyici bir etkiye sahip olmuştur. 1608 yılında, Malta’ya taşınmış, burada Malta Şövalyeleri Büyük Üstadı’nın portresini yapmış ve kendisi de tarikatın üyesi olmuştur. Ancak Caravaggio’nun zorlu karakteri tekrar sorunlara yol açmıştır: üst düzey bir figüre hakaret etmiş, hapishaneye atılmış ve Sicilya’ya kaçmıştır. Haziran 1610’un sonlarında, Caravaggio, muhtemelen sıtmadan muzdaripken, Porta Ercole kasabasındaki bir saldırı sonucu hayatını kaybetmiştir.