Çin, Nadir Toprak Mineralleri Üzerindeki Kontrolünü Derinleştiriyor
The New York Times tarafından yapılan bir habere göre, Çin nadir toprak mineralleri üzerindeki hakimiyetini güçlendiriyor. Yeni ihracat kısıtlamaları uygulayarak ve üretim tesislerinin devlet mülkiyetini genişleterek bu hamle, bu kaynaklar üzerindeki neredeyse tekelleşmesini güçlendiriyor. Bu durum, bu materyallere bağımlı olan yabancı teknoloji şirketleri için önemli engeller yaratıyor ve fiyatları artırıyor.
Çin, İhracat Kısıtlamalarını Genişletti
Çin şimdi ihracatçılardan nadir toprak sevkiyatlarının tedarik zincirlerinde nasıl kullanıldığını detaylı olarak raporlamalarını gerektiriyor. 1 Ekim 2024 tarihi itibariyle yürürlüğe giren bu politika, bu önemli kaynaklara kimlerin erişebileceği konusunda daha fazla kontrol imkanı sağlıyor. Özellikle yarı iletken ve savunma gibi sektörlerde faaliyet gösteren Çin dışındaki şirketler direkt olarak etkileniyor çünkü Çin, gallium ve germanium gibi materyaller için neredeyse tüm küresel pazarı tedarik ediyor.
Antimon Gibi Materyaller de Kısıtlamaya Dahil Edildi
Kısıtlamalar, yarı iletkenler ve askeri ekipmanlar için hayati öneme sahip olan antimon gibi materyalleri de içerecek şekilde genişletildi. Bu kısıtlamalar, ileri güç IC’ler için önemli olan gallium gibi ve radyo uygulamaları için önemli olan germanium gibi materyaller üzerinde de kontrolü kapsıyor. Dahası, Çin artık nadir toprak madenciliği ve rafine bilgilerini bir devlet sırrı olarak kabul ediyor ve hükümet yakın zamanda endüstri verilerini sızdırmakla suçlanan iki yöneticiyi yıllarca hapis cezasına çarptırdı.
Çin, Nadir Toprak Rafinerilerini Yabancı Kontrolünden Kurtarmak Üzere Adımlar Atıyor
Çin ayrıca yabancıya ait nadir toprak rafinerilerini yerli kontrol altına almaya yönelik adımlar atıyor, bu stratejisine uyum sağlıyor. Kanadalı bir firma olan Neo Performance Materials, son olarak Çin’in son yabancı mülkiyetindeki rafinerilerinden birindeki %86’lık hissesini devletle bağlantılı olan Shenghe Resources’a satmayı kabul etti. Bu satın alma, Çin’in ileri kapasitörler için kullanılan dysprosium gibi materyaller üzerindeki kontrolünü sağlamlaştırıyor. Çin dünyanın dysprosiumunun %99.9’unu üretiyor, bu üretim ise başlıca olarak Şanghay’a yakın Wuxi’deki tek bir rafineride gerçekleşiyor.
Amerika ve Müttefikleri Çin’in Nadir Topraklarına Bağımlılık Noktasında Karşı Karşıya
Amerika Birleşik Devletleri ve müttefikleri, askeri donanım da dahil olmak üzere çeşitli uygulamalar için Çin’in nadir topraklarına bağımlılıkla karşı karşıya kalıyor. Tedarik zincirini çeşitlendirmeye yönelik çabalar devam ediyor: Avustralya ve Belçika gibi ülkeler rafinerilere yatırım yapıyor ve ABD ve Malezya’da yeni projeler planlanıyor. Bununla birlikte, maliyet, düzenleyici engeller ve uzun kurulum süreleri gibi zorluklar önemli bir şekilde devam ediyor.
Çin’in Üstünlüğü Teknolojik Bilgi Birikimine Dayanıyor
Çin’in hakimiyeti kısmen rafine süreçlerindeki teknolojik üstünlüğünden kaynaklanıyor, bu da diğer ülkelerden daha düşük maliyetle ve daha yüksek saflıkta nadir topraklar üretmesini sağlıyor. Çin üniversiteleri uzmanları eğitmede kritik bir rol oynuyor ve bu da ülkeye nitelikli işçilerin derin bir havuzunu sağlıyor. Buna karşılık, Batılı kurumlar sınırlı kurslar sunarken uzmanlık konusunda geri düşüyorlar.
Çin, Küresel Teknoloji Endüstrisini Etkilemek İçin Pozisyonunu Güçlendiriyor
Pazarı kontrol etmek ve teknolojik üstünlüğünü korumak için atılan adımlarla Çin, yakın gelecekte küresel teknoloji endüstrisini etkilemek için kendisini konumlandırıyor. Bazı Batılı şirketler, Solvay ve MP Materials gibi, alternatif kaynaklar oluşturmak için çalışırken, Çin’in gelişmiş üretim sistemlerine karşı önemli bir rekabetle karşı karşıya kalıyorlar ve yıllar boyunca Çin tedarikine bağımlı kalıyorlar.