Küçük Bir Kahraman: David Guramishvili
David Guramishvili, Gürcü bir şairdi ve ulusal öncesi romantizmin önde gelen temsilcisiydi. Mtskheta yakınlarındaki Gorisubani köyünde doğan Guramishvili, soylu bir aileden geliyordu. 18 yaşında Zedavele savaşına katıldı, burada Gürcü kral Vakhtang VI’nın güçleri, Lezginler ve Gürcü ihanetçiler tarafından Türk ordusu tarafından mağlup edildi. Bu mağlubiyet, Guramishvili’nin daha sonra “Gürcistan’ın Talihsizlikleri” adlı şiirinde anlattığı bir kaos ortamına neden oldu. 1728 civarında Lezgin haydutları tarafından kaçırılan Guramishvili, birkaç ay esir kaldıktan sonra kaçmayı başardı. Ardından Moskova’ya gitti ve sürgündeki Kral Vakhtang’ın çevresine katıldı.
Macera ve Şiirle Dolu Bir Hayat
Guramishvili, Osmanlı İmparatorluğu, İsveç ve Prusya’ya karşı kampanyalara katıldı. 1758’deki son kampanyada ağır yaralandı, esir alındı ve yaklaşık bir yıl Magdeburg’da hapis kalıyorsa. Aralık 1759’da serbest bırakıldı ve Rusya’ya dönmesine izin verildi. Sağlık durumu nedeniyle emekliye ayrılan Guramishvili, genç karısı Prenses Tatiana Amilashvili ile birlikte küçük Ukraynalı köylerde yerleşti. Burada tarıma önem verdi ve otobiyografik şiirlerden oluşan “Davitiani”yi yazmaya başladı. Bu şiirler, Guramishvili’nin vatanının kaderine duyduğu endişeyi, yaşadığı olayları ve Gürcistan’ın canlanma umudunu ifade ediyordu. Guramishvili, şiir dilini doğal bir konuşma diline yaklaştırarak Doğu etkisini reddetti ve Ukraynalı köylülerin günlük hayatını resmetti. Aynı zamanda Hıristiyan dünya görüşü ve mistik derinlikle de teması vardı.
Miras ve Ölüm
Guramishvili, 1792’de vefat etti ve Mirgorod’daki Yükseliş Kilisesi’ne defnedildi. Şiirleri, Rusça ve Ukraynaca gibi birçok dile çevrildi ve geniş okuyucu kitlesine ulaştı.
