Hermann Joseph Muller
Amerikalı genetikçi, Thomas Hunt Morgan’ın öğrencisi, Fizyoloji veya Tıp Nobel Ödülü sahibi (1946).
Doğum Tarihi: 21.12.1890
Ülke: ABD |
Hermann Joseph Muller Biyografisi
Hermann Joseph Muller, genetik alanındaki çığır açan çalışmalarıyla tanınan Amerikalı bir biyolog ve genetikçiydi. New York City’de doğan Muller, ailelerinin en küçüğüydü ve ailesinin iki çocuğundan biriydi. Bilim sevgisini ona işlemiş olan babası Hermann, aslında avukat olmayı planlamış ancak aile dökümhanesini devralmıştı. Annem Frances Louisa Lyon, İngiliz Sephardic soyundandı.
Muller’ın babası kendisi dokuz yaşındayken vefat etti, ancak bilime olan tutkusunu o zaman bile ona aşılamıştı. Muller ve ablası Harlem’de bir devlet okuluna gittiler ve 1907’de Bronx’taki Morris Lisesi’nden mezun oldu. İstisnai bir öğrenci olarak, Muller Columbia Üniversitesi’ne burs aldı, genetik araştırmalar için önde gelen bir merkez. Orada, lise yıllarındaki gibi bir öğrenci biyoloji kulübü düzenledi.
1910’da Muller, Columbia Üniversitesi’nden mezun oldu ve takip eden yıl fizyoloji alanında yüksek lisans derecesini sinir impulslarını konu alan bir tezle aldı. Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra Muller burs kazandı ve New York’taki Cornell Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde deneysel fizyoloji araştırmaları yaptı. Bu süre zarfında, Thomas Hunt Morgan’ın laboratuvarında Drosophila adlı meyve sineği üzerinde kromozomal kalıtımı araştıran iki genç arkadaşı Alfred Sturtevant ve Calvin Bridges ile bağlantı kurdu. 1912’de Zooloji Bölümü’nde öğretim asistanı olduğunda bu gruba katıldı.
Genetik Çalışmaları ve Nobel Ödülü
Muller ve meslektaşlarının Drosophila üzerinde yaptığı genetik araştırmalar, genlerin bir arada gruplandığını, ayrılabileceğini ve Gregor Mendel’in genetik prensiplerine uygun olarak yeniden birleşebileceğini gösterdi. 1916’daki doktora tezinde Muller ekibiyle keşfettikleri dört grup bağlantılı genin, Drosophila hücrelerindeki dört kromozoma karşılık geldiğini kesin olarak kanıtladı. Bu keşif, önceden şüpheci olan Morgan’ı, Mendel genlerinin sadece teorik semboller olmadığını, gerçekten kromozomlarda bulunan birimler olduğuna ikna etti. Muller’ın bilimsel grubunun araştırma bulguları, biyokimyasal araştırmaların ortaya çıkmasından önce “klasik” genetiğin prensiplerini tartışan 1915 tarihli bir kitap olan “The Mechanism of Mendelian Heredity” adlı kitapta yayımlandı.
Muller, ileri fikirlerinin, özellikle teorik olanların, Columbia Üniversitesi’nde pek tanınmadığını hissettiğinden Julian Huxley’den Rice Enstitüsü’nde işbirliği teklifini kabul etti ve 1915’te oraya taşındı. 1918-1920 arasında Columbia Üniversitesi’nde iki yıl geçirdikten sonra Teksas Üniversitesi, Austin’de zooloji profesörü oldu.
1923’te Muller, matematik öğretmeni ve yayınlarının ortak yazarı olan Jessie Marie Jacobs ile evlendi. Birlikte bir oğulları oldu. Muller’ın genetikle ilgilenmesi Charles Darwin’in doğal seçilim teorisi ile desteklendi; bu teori, canlı organizmaların popülasyonlarında sürekli ve rastgele yeni genetik değişikliklerin veya mutasyonların meydana geldiğini öne sürdü. Bu görüşe göre, değişiklikler küçük olduğundan evrim büyük sıçramalar yerine aşamalı adımlarla gerçekleşir.
X-Işınları ve Mutasyon Keşfi
Çoğu doğal mutasyonun türlerin hayatta kalma şansını azaltacağını bekleyen Muller, kromozomları zararsız genetik varyantlarla işaretlemiş meyve sinekleri yetiştirdi, bunlar tanımlama amacıyla kullanıldı. Zararlı bir mutasyon taşıyan işaretlenmiş kromozom, teoride genetik hattan kaybolmalıydı; böyle kaybolmaların frekansı mutasyon oranlarının bir ölçüsü olarak hizmet edebilirdi. 1920’de Muller ve Columbia Üniversitesi’nden meslektaşı Edgar Altenburg, mutasyon oranlarının ilk ölçümlerini gerçekleştirdiler. Rice Enstitüsü’nde çalışırken Muller, çoğu mutasyonun zararlı veya ölümcül olduğunu keşfetti. Ayrı