Ingeborg BachmannAvusturyalı yazar.
Doğum Tarihi: 25.06.1926
Ülke: Avusturya |
İçindekiler:
- Ingeborg Bachmann’ın Biyografisi
- Erken 1950’ler: Lirizm
- 1954-1959: Radyo Oyunları
- 1961 Sonrası: Proza
- 1971: “Malina”
- 1972: Son Eserler
Ingeborg Bachmann’ın Biyografisi
Ingeborg Bachmann, savaş sonrası dönemde, şiirlerinde, radyo oyunlarında ve yazılarında modern bireylerin aşılamaz yalnızlığını tasvir eden bir Avusturyalı yazardı. Eserleri, yalnızlık duvarlarını yıkmak ve dolu bir hayatı kucaklamak arzusuyla iç içeydi.
Klagenfurt’ta öğretmen bir aileden gelen Bachmann, üç çocuğun en büyüğüydü. 1945’ten itibaren Innsbruck, Graz ve Viyana’da felsefe, Alman dili ve edebiyatı ve psikoloji okudu. 1950’de Martin Heidegger’in “Varoluşçuluk Felsefesine Eleştirel Bakışlar” başlıklı tezle doktorasını aldı. Ardından Viyana’daki Amerikan işgal yönetiminde sekreter olarak çalıştı ve 1951’de Radyo Rot-Weiss-Rot’ta editör olarak işe başladı.
Erken 1950’ler: Lirizm
1953’te “Grup 47” konferansındaki ilk katılımından sonra Bachmann, Yazarlar Birliği’nden ödül aldı. Bu başarı, ilk şiir koleksiyonu “Die gestundete Zeit” (Bekletilen Zaman, 1953) ile birlikte radyo istasyonundaki işini bırakıp İtalya’ya taşınmasına olanak sağladı. İkinci şiir koleksiyonundan sonra, Bachmann’ın tek tek bazı şiirleri yayımlandı. Dikkatlice şifrelenmiş entelektüel lirizminde, Bachmann varoluşsal tehdidi içtenlikle ele alır. İnsanlar için tek kurtuluş, dayanılmaz şimdiden kaçmak ve daha iyi bir gelecek için uğraşmaktır. Bachmann genellikle doğa, mitoloji ve masallardan alınmış imgeler ve metaforlar kullanarak özgür ritimler ve sıkı kafiyeleri tercih eder.
1954-1959: Radyo Oyunları
1954’te Bachmann’ın “Die Zikaden” (Çekirgeler) adlı radyo oyunu yayımlandı. Eserinde yazar, mevcut toplumsal düzene uymayı talep ederken, onun kusurlarının farkında olur. 1957’de Bachmann, Münih’teki Bavyera Radyosu’na katıldı ve bir yıl sonra oyunu “Der gute Gott von Manhattan” (Manhattan’ın İyi Tanrısı) prömiyer yaptı. Bu radyo oyunu, 1959’da Savaşta Körlüğe Karşı Derneği ödülünü aldı. Oyunun teması, mevcut sosyal yapı içinde saf aşkın ve tam mutluluğun imkansızlığı etrafında dönüyor. “İyi Tanrı,” toplumsal düzenin savunucusu, aşık bir çifti zarara uğratmaya çalışırken onları toplumdan giderek daha fazla uzaklaştıran karşılıklı ezici duygularına karşı yargılanır. Ortak kabul gören ahlaki normların ihlali bir tehdit oluşturur.
1961 Sonrası: Proza
1961’de Bachmann, ilk kısa hikaye koleksiyonu olan “Das dreißigste Jahr” (Otuzuncu Yıl)’ı yayımladı. Yedi novella, aile ilişkilerine sıkışıp kalan bireylerin mücadelelerini ve toplumdan isyan etme ve yeni bir hayat başlatma tekrarlı çabalarını anlatır. Bu hikayeler, olaylardan yoksun olmalarına rağmen içerik olarak epikten ziyade daha çok liriktir.
Sonraki yıllar, Bachmann’ın proza yazımında bir dönemi işaretledi. Beste sahibi Hans Werner Henze’nin operaları için libretto yazdı, bunlardan bazıları “Der Prinz von Homburg” (Homburg Prensi, 1966) ve “Der junge Lord” (Genç Lord, 1965) idi. 1964’te Georg Büchner Ödülü ile onurlandırıldı.
1971: “Malina”
Yedi yıl sonra, Bachmann’ın “Malina” adlı romanı yayımlandı. Bu, Bachmann’ın 1950’lerde tasarladığı “Ölüm Yolları” döngüsünden tek tamamlanmış romandır (1978’deki ölümünden sonra parçalar yayımlandı). “Malina,” edebiyatta acımasız bir öz değerlendirmeyi örnekler. Roman, anlatıcı ve iki erkek arasındaki bir aşk üçgeni etrafında döner, bunlardan biri, Dr. Malina, ana karakterin rasyonel tarafını temsil eder. Anlatıcı, rasyonel ve tutkulu aşk dolu yanlarını uzlaştırmaya çalışırken sonuçsuz kalır. Kişiliğinin duygusal yönü “öldürülmelidir.” Roman, genellikle monologlardan oluşan bir özgün kimlik bulma felsefesidir, geleneksel olay tanımlamaları yok denecek kadar azdır.
1972: Son Eserler
“Simultan” (Eş Zamanlı, 1972) hikaye koleksiyonu, beş kadının hayatlarından incelikli bir şekilde ironik kesitler sunar. Bu kadınlar, erkeklerin egemen olduğu bir dünyada kendi yaşam stratejilerini geliştirmişlerdir. Soğukluk ve duygusuzluk onların ayırt edici özellikleridir, bağımsızlık genellikle yalnızlıkla birlikte gelir. Yalnız bağımsızlık sayesinde “gerçek” özgürlüğe ulaşabilirler. 1973’te kırk yedi yaşında yazar, Roma’da kendi evinde yaşadığı yangında aldığı ciddi yanıklardan dolayı hayatını kaybetti. Bir versiyona göre Bachmann, elinde yanık bir sigara ile uyuya kalmış