James Ballardİngiliz bilim kurgu yazarı
Doğum Tarihi: 15.11.1930
Ülke: Büyük Britanya |
İçindekiler:
James Ballard Biyografisi
James Ballard, İngiliz bilim kurgu yazarı olarak 20. yüzyılın ikinci yarısı edebiyatında en dikkate değer figürlerden biri olarak kabul edilmektedir. Başlangıçta Aldiss ve Moorcock gibi bilim kurgu yazarları “yeni dalga” ile ilişkilendirilen Ballard’ın yazım tarzı daha sonra postmodernizme doğru kaymıştır. Büyük ün getiren son yaratıcı dönemi ise “psikopatolojik gerilimler” olarak adlandırılan eserleriyle dünya çapında tanınmasını sağlamıştır. Sakıncalı içeriğe sahip birçok eseri olmasına rağmen, James Ballard Booker Ödülü, Altın Kalem ve James Tait Black Anma Ödülü gibi birçok prestijli ödülün sahibi olmuştur. Aynı zamanda birkaç üniversitenin fahri doktorudur.
Erken Yaşam ve Eğitim
James Ballard, 15 Kasım’da Şanghay’da dünyaya gelmiştir. Babası, bir kimyager olan Ballard, Şanghay’da “Calico Printers” şirketinin Şanghay şubesinin başkanı ve genel müdürüydü. Yazarın erken yılları yabancıların yaşadığı bir Şanghay mahallesinde geçmiş ve eğitimine burada başlamıştır. Ancak İkinci Çin-Japon Savaşı’nın başlaması, Ballard ailesini acil bir şekilde tahliye etmeye zorlamıştır. Japonya’nın Hong Kong ve Şanghay’ı işgali sonrasında 1943’te James ve ailesi, daha sonra iki yıl boyunca bir kampa interne edilmişlerdir. Yazarın çocukluk hatıraları daha sonradan en ünlü eserlerinden biri olan “Güneşin İmparatorluğu”nun temelini oluşturacaktır (ancak bu kitapta kendi ebeveynlerini tasvir etmemiştir). Savaş deneyimlerinin, Ballard’ın yazılarının “apokaliptik” doğasının, şiddeti ve yıkımı tasvir etme eğilimlerinin temelini attığı açıktır. 1945’in sonlarında Edna Ballard çocuklarıyla İngiltere’ye dönmeyi başarmıştır. Onlar Plymouth’ın kenar mahallelerine yerleşmişler ve James eğitimine Cambridge’de bir yatılı okulda devam etmiştir. İki yıl sonra annesi ve kız kardeşi, 1949’da Çin’deki babalarına döndüklerinde, gelecekteki yazar büyükannesinin bakımında kalmıştır. James, 1949’da Cambridge Kraliyet Koleji’nde tıp okumaya başlamış ve psikiyatriye uzmanlaşmayı planlamıştır. Psikanalitik eserlerle ve sürrealist sanatçıların eserleriyle tanışması ona kendi yaratıcı yolculuğuna çıkma ilhamı vermiştir. 1951’de, Hemingway tarzında “Rebellious Noon” adlı bir kısa hikaye yazmıştır, bu hikaye suç öyküleri için öğrenci yarışmasında birincilik kazanmış ve üniversite gazetesi “Varsity”de yayımlanmıştır. Bu başarıyla cesaretlenen James, tıp eğitimini bırakmaya karar vermiş ve İngiliz edebiyatı üzerine odaklanmak için Queen Mary Koleji’ne geçmiştir. Ancak bir yıl sonra kovulmuştur. Ballard, reklam ajansları için reklam yazarak ve sokaklarda kitap satarak geçimini sağlamaya başlamış, aynı zamanda yayımlanamayan hikayeler yazmaya devam etmiştir. 1954’te James askerlik hizmetine çağrılmış ve Kanada’da Kraliyet Hava Kuvvetleri’nde görev yapmıştır. Hizmeti sırasında Amerikan dergilerine, özellikle bilim kurgu hikayeleri yayımlayanlara büyük ilgi duymuş ve kendi yazıları için ilham kaynağı olarak almıştır. Hizmet sırasında ilk bilim kurgu hikayesini olan “Passport to Eternity”yi yazmıştır. On üç ay hizmetin ardından James Ballard 1955’te İngiltere’ye dönmüştür. Shepperton’a yerleşmiş ve Helen Mary Matthews ile evlenmiştir. 1956’da Ballard, “Escapement” ve “Prima Belladonna” adlı ilk hikayelerini yayımlamış ve kısa sürede “New Worlds” dergisine düzenli katkıda bulunan bir isim olmuştur. Aynı zamanda bilimsel dergi “Chemistry and Industry”de asistan editör olmuştur. Ballard hala sanata ilgi duymakta ve pop art hareketine aktif olarak katılarak sergiler düzenlemekte ve kendi kolajlarını sergilemektedir. 1960’ta artık üç çocuğu da olan Ballard ailesi Londra’ya taşınmış, James yazın kariyerine tamamen adamasına karar vermiş ve yeteneklerini denemek için iki haftada felaket romanı olan “The Wind from Nowhere”ı yazmıştır, ancak ciddiye almamış ve ileride bu eseri bibliyografisine dahil etmemiştir. Bu kitap 1962’de yayımlandığında Ballard “Chemistry and Industry”den istifa etmiştir. Bir yıl sonra “The Drowned World” adlı romanını yayımlayarak “yeni dalga” yazarı olarak övgü almış ve erken hikayeleri tekrar basılmıştır. 1964’te Ballard’ın eşi ansızın zatürreden hayatını kaybetmiştir. Yazar bu darbeyi asla atlatamamış ve bir daha evlenmemiştir (ancak iki yıl sonra yakın arkadaşı olan Claire Walsh ile tanışmış ve hayatının son günlerini onunla geçirmiştir). Sevgili eşini kaybetmenin acısı, “The Atrocity Exhibition” adlı hikaye koleksiyonunun oluşturulmasına yol açmış ve bu kitap 1970’te yayımlanmış ve daha sonra defalarca basılmıştır. Bu kitap,