Jean Antoine WatteauFransız ressam ve çizer Ülke: Fransa
|
İçindekiler:
Jean-Antoine Watteau’nun Biyografisi
Jean-Antoine Watteau, 18. yüzyılın en ünlü ve orijinal Fransız sanatçılarından biri olarak kabul edilen bir Fransız ressam ve çizerdir. Valenciennes’te 1684 yılında doğan Watteau, yerel sanatçı Jérôme François’nın gözetiminde sanat eğitimine başlamıştır.
Erken Kariyeri
1698-1701 yılları arasındaki öğrenim yıllarında, Watteau, Jérôme François’nın rehberliğinde Rubens ve Van Dyck gibi Flaman ve Hollanda ressamlarının eserlerini kopyalamıştır. 1702 yılında Paris’e taşınan Watteau, tiyatro hayatından sahneler resmeden Claude Gillot’dan bir öğretmen ve koruyucu bulmuştur. Watteau, 1708 civarında dekoratör Claude Audran’ın atölyesine katılmıştır. 1712 yılında Akademi’ye kabul edilen Watteau, 1717 yılında Kraliyet Resim ve Heykel Akademisi üyesi olmuştur. Watteau, 18 Temmuz 1721 tarihinde Nogent-sur-Marne’de vefat etmiştir.
Rokoko Tarzı
Watteau, Rokoko adı verilen yeni bir tarzın yaratıcısı olarak bilinir. Olgun yıllarında Rubens’in eserlerini inceleyen Watteau, özellikle Lüksemburg Sarayı’nın duvarlarını süsleyen Marie de’ Medici’ye adanmış döngüsüne dikkatle bakmıştır. Pierre Crozat’ın Venedik ustalarının koleksiyonu da Watteau üzerinde önemli bir etki yapmıştır. Watteau’nun Paris’teki öğretmenleri, Gillot ve Audran, onun için rafine bir zevk örneği olmuş ve 18. yüzyılın başındaki sanatsal eğilimleri yansıtan figürler ve bitkilerden oluşan zarif arabesklerin yaratılmasına ilham vermiştir. Tiyatro sahnelerini resmettiği eserlerinde Gillot’nun izinden gitmiştir.
Watteau’nun Tarzı
Watteau’nun tarzı çeşitli sanatsal kaynakların benzersiz bir karışımıydı. İlk eserleri, taverna, askeri kamp ve kamplarda sahneleri betimleyerek, Flaman geleneğinden etkilenmiş ve sanatçının olgun tarzını önceden haber vermiştir. Ancak Watteau’nun en karakteristik konuları, İtalyan komedisi ve zarif kutlamaların karakterleriydi. Zarif kutlamaların tarzı, doğanın arka planında modaya uygun bayanlar ve zarif süvarilerin yer aldığı sahneleri temsil etmekteydi. Ancak Watteau, bu sahneleri ulaşılamayan bir rüya dünyasına duyulan bir özlem hissiyle doldurmuştur. Kostümler bile, çağdaş modanın zarif varyasyonları, sanatçının hayal gücünün ürünüydü.
Watteau’nun en ünlü tablolarından biri, tiyatro ve gerçeklik arasındaki etkileşimin ve dönüşümün olağanüstü bir örneği olan “Cythera’ya Hac” (1717) tablosudur. Bu tablonun bir versiyonu Louvre Müzesi’nde bulunurken diğeri Berlin’deki Charlottenburg Sarayı’nda yer almaktadır. Tablonun kompozisyonu, bir 18. yüzyıl oyunundan ödünç alınmış ve aşk tanrıçasının adası olan Cythera’ya bir yolculuğa hazırlık içinde olan zarif bir kutlamayı göstermektedir. Konunun duygusal yönü bastırılmış ve yumuşatılmıştır. Watteau, kumaşların dokusunu aktarma yeteneğini Rubens ve Veronese’nin resim geleneğinden devralmıştır, ancak fırça işi daha narin ve akıcıdır. Watteau’nun karakterlerinin ışıklı ve zarif figürleri neredeyse ruhani bir görünüme sahiptir. Rubens’in “Aşk Bahçeleri”ndeki güçlü ve hareketli çekici figürlerin aksine, Watteau’nun figürleri resmin alanına özgürce yerleştirilmiş ve resmin uzanan dalgalı çizgisini oluşturmuştur.
Watteau’nun resimlerinin neredeyse tamamı, Rokoko tarzının tipik örnekleri olan küçük boyutlardadır. Bu eserlerdeki figürlerin ve nesnelerin ritmik düzenlemesi, figürlerin ve ağaç yapraklarının oluşturduğu ışıklı ve karmaşık desenli dairesel çizgilerin güzelliği ve cazibesine sahiptir.
Watteau’nun hayalperest güzelliği ve lirizmi, Avrupa sanat tarihinde benzersiz kalmıştır. Öğrencileri ve takipçileri, Nicolas Lancret ve Jean-Baptiste Pater gibi, tiyatro dünyasını ve zarif kutlamaların sahnelerini, öğretmenlerinden çok daha prozaik bir şekilde resmetmişlerdir.