Joseph John ThomsonLord Kelvin, İngiliz fizikçi, termodinamiğin kurucularından biri.
Doğum Tarihi: 18.12.1856
Ülke: İngiltere |
Joseph John Thomson’un Biyografisi
Joseph John Thomson, Lord Kelvin adıyla da bilinen İngiliz fizikçidir ve termodinamiğin kurucularından biridir. 1856 yılında Manchester’ın bir banliyösü olan Cheetham Hill’de Joseph James Thomson ve Emma (evlilik öncesi soyadı Swindells) Thomson çiftinin çocuğu olarak doğmuştur. On dört yaşındayken mühendis olmasını isteyen babası tarafından Owens College’a (şu anda Manchester Üniversitesi) gönderilmiştir. Babasının iki yıl sonra vefatıyla maddi sıkıntıya düşmüş olsa da, annesinin maddi desteği ve Owens College’dan aldığı bursla eğitimine devam etmiş ve kariyerinde ciddi bir rol oynamıştır. 1876 yılında Owens College’dan mühendislik derecesini alan Thomson, ardından Trinity College, Cambridge Üniversitesi’ne girmiştir. Burada matematik üzerine eğitim alıp teorik fizik problemlerini incelemiştir. 1880 yılında matematik lisansını almış ve bir sonraki yıl Trinity College’da fellow seçilmiştir. Cavendish Laboratuvarı’nda çalışmaya başladığı Cambridge’de 1884 yılında ise J.W. Strutt, deneysel fizik profesörü ve laboratuvarın direktörü olarak emekli olmuştur. Yirmi yedi yaşında ve henüz deneysel fizikte önemli bir başarı elde etmemiş olmasına rağmen Thomson, matematiksel fizikçi olarak oldukça saygın bir konumda olduğundan bu göreve layık görülmüştür. Yeni görevine başladığında, Thomson’un ana araştırma odaklarından biri gazlardaki elektriksel iletkenliğin incelenmesi olmuştur. Özellikle, elektrik deşarjının, neredeyse tüm havanın boşaltıldığı bir cam tüpün karşı uçlarına yerleştirilen elektrotlar arasından geçtiğinde meydana gelen etkilerle ilgilenmiştir. Thomson, gaz deşarj tüplerinde meydana gelen bu etkileri gözlemleyip anlamaya çalışarken, elektronlarla ilgili önemli keşiflerde bulunmuştur.
Katot Işımları ve Atom Yapısı
Thomson, elektrik ve manyetik alanlar tarafından nasıl etkilendiklerini görmek için bir deneysel teknik geliştirmiştir. Bu sayede, katot ışınlarının hızı ve yük-mass oranı gibi özelliklerini kolayca belirlemiştir. Elde ettiği bulgular sayesinde, katot “tanecikleri”nin bir hidrojen iyonu ile aynı yük taşıdığını ve tamamen yeni bir varlık keşfettiğini göstermiştir. Bu spekülasyon, Thomson’un atom modeliyle uyumlu hale getirilmiştir. Rutherford’un nükleer atom modeliyle bir süre sonra yer değiştirse de, Thomson’un atom modeli o dönemdeki bilim insanları için değerli özelliklere sahipti ve onların araştırmalarını teşvik etmiştir. 1906’da Fizik Nobel Ödülü’nü kazanan Thomson, atomun daha önce düşünüldüğü gibi bölünemez bir parçacık olmadığını göstererek fizik biliminde yeni bir çağın kapısını aralamıştır.