Konrad KujauHitler’in günlükleri sahtekarlığıyla tanınan ressam ve sahtekar
Doğum Tarihi: 27.06.1938
Ülke: Almanya |
İçindekiler:
Konrad Kujau’nun Biyografisi
Konrad Kujau, sahtekarlıkta kral unvanına sahip, Stuttgart, Almanya’da fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası ayakkabıcıydı ve annesi genç yaşta öldü, bu nedenle Kujau ve kardeşleri yetimhanelere yerleştirildi. Kujau, 16 yaşında kilitçi yardımcısı olarak çalışmaya başladı ancak kısa sürede küçük hırsızlıklara yönelerek ara ara hapishaneye girdi.
Hapishaneden çıktıktan sonra Kujau, Doğu Almanya’dan ayrılarak Stuttgart şehrine yerleşmeye karar verdi. 1970’lerin başında gerçek yeteneğini keşfeden Kujau, Doğu Almanya’dan ithal edilen yasaklı Nazi hatıralarını satmaya başladı. Bu, eski askeri üniformalar, ödüller ve rozetleri içeriyordu. Bu dönemde koleksiyoncuların eşyaların nadirliğinden daha çok tarihî önemini değerlendirdiklerini fark eden Kujau, mallarının değerini artırmak için karmaşık hikayeler uydurmayı başardı. Bir koleksiyoncuya ‘Adolf Hitler’in küllerini’ sattı bile. Kujau ayrıca bir sanatçı olarak da eşsiz bir yetenek sergiledi ve kendi tablolarını satmaya başlayarak onları Hitler’in eserleriymiş gibi sattı.
Kujau’nun ünlü sanatçıların el yazısı ve tarzını kusursuzca çoğaltabilme yeteneği o kadar dikkat çekiciydi ki uzmanlar, kopyalarını orijinallerden sadece kimyasal analiz yoluyla ayırabildiler. Bu yetenek, ona tanınmış sanatçıların el yazısı ve tarzını mutlak bir hassasiyetle kopyalama imkanı tanıdı.
Ünlü Sahtekarlık Skandalı
1978’de önceki maceralarından sonra Kujau, kendisinin yazdığını iddia ettiği ‘Hitler’in Günlüğü’ adlı bir günlüğü heyecanla Naziler dönemi koleksiyoncusuna satmaya karar verdi. 1980’de Kujau, gazeteci Gerd Heidemann’la tanıştı ve bir hikaye uydurarak Doğu Alman ordusunda hizmet veren kardeşinden Hitler’in günlüklerini bulduğu yönünde bahsetti. Hitler’in el yazısını detaylı bir şekilde incelemiş olan Heidemann, günlüklerin gerçekliğini onayladı ve ‘Stern’ dergisine 9 milyon mark karşılığında satmaları için ikna etti. El yazısı analizinin sansasyonel hikayenin gizli tutulması için yurtdışında yapılması planlandı.
Günlükler ‘Stern’ dergisinde yayımlandı ve derginin tirajı hızla yükseldi. Diğer yayınlar da malzemeyi yayınlama izni istediler. Ancak bir basın toplantısında, günlüklerin yaşlarını saptamak için kimyasal analiz yapılıp yapılmadığına dair bir soru soruldu. Analiz, günlüklerin aslında sahtekarlığı ortaya çıkarınca büyük bir skandal meydana geldi. Hem Heidemann hem de Kujau dolandırıcılıktan suçlu bulundular. Heidemann’e dört yıl sekiz ay, Kujau’ya ise daha az bir ceza olan dört yıl altı ay hapis cezası verildi. Kujau, günlüklere zayıf sahtecilik olarak atıfta bulunulmasından özellikle kızgındı.
Ünlü Bir Kişi Haline Gelme
Kujau, boğaz kanseri teşhisi konulması nedeniyle cezasının sadece iki yılını çekti. Serbest bırakıldıktan sonra, sahte eserlerini resmi olarak sergileyeceği ve satacağı ‘Sahte Galeri’ adlı bir galeri açma fikrini benimsedi. Ustalıkla kopyalama yeteneğini görmezden gelmenin bir nedeni olmadığını düşündü. Kujau popülerlik kazandı ve sahte eserleri tanımlamada bir danışman olarak televizyon programlarına sıkça davet edildi.
Ancak başarısı kısa sürdü. Kujau, sahte eserlerinin sergilenmesine karşı çıkan bir Alman kuruluşundan dava ile karşılaştı. Mahkeme, Picasso, Dali ve Chagall’ın eserlerini kopyalamasını ve sahip olduğu mevcut kopy