Manlius Boetius
Roma Felsefeci ve Devlet Adamı
Erken Hayat ve Eğitim
Boethius, tam adı Anicius Manlius Torquatus Severinus Boethius olan, 475 yılı civarında büyük bir Roma ailesinde doğmuştur. Babasının vefatından sonra zengin bir akrabası olan Memmius Symmachus’un evlatlık oğlu olmuş ve daha sonra kızıyla evlenmiştir.
Politik Katılım
Boethius, politikada aktif olarak yer almıştır. 493 yılında Ostrogot Kralı Theodoric’in İtalya’nın fethinden sonra, Boethius ve diğer soylular krala hizmetlerini sunmuşlardır. Kısa sürede Theodoric’in güvenini kazanarak 510 yılında senatör, patrisyen ve konsül olarak atanmıştır.
Suçlamalar ve İdam
Bu yüksek mevkisinin Boethius’un düşüşüne neden olduğu görülmüştür. Bir Roman olarak, Ostrogot yetkililerin kötüye kullanımlarına karşı Roma vatandaşlarının çıkarlarını korumak için etkinlik göstermiştir. Hainlikle suçlanarak 524 yılında Pavia’da hapis cezasına çarptırılmış ve idam edilmiştir.
Zihinsel Katkılar
Boethius, Latin ve Yunanca eşit derecede iyiydi. Aristoteles’in eserlerini Latin’e çevirerek yorumlar sağlamıştır. Okullar için yazdığı dört kitaptan ikisi günümüze ulaşmıştır. Bunlar “Arithmetic’in Çalışılması Üzerine” ve “Müzik’in Çalışılması Üzerine”dir. Mantık üzerine diğer eserleri arasında “Kategori Syllogisms’e Giriş”, “Hypothetical Syllogisms Üzerine”, “Bölme Üzerine” ve “Ortak Görüşlere Dayalı Argümanların Ayırımı Üzerine” bulunmaktadır.
“Felsefenin Tesellisi”
Boethius’un başyapıtı “Felsefenin Tesellisi”, bir mahkumun Felsefe Hanım’ın yardımıyla kendisini teselli ettiği beş kitaplık bir çalışmadır. Stoacı, Hristiyan ve Neoplatonik felsefenin unsurlarını uyumlu bir şekilde bir araya getirir.
Diğer Yazılar
Boethius, “Üçlü bir Tanrı’nın Üç değil, Bir Tanrı Olduğu” ve “Katolik İman Üzerine” gibi teolojik yazılar da kaleme almıştır. Geniş çevrelerce son Roma ve ilk skolastik olarak kabul edilen Boethius, ortaçağ bilim ve felsefesinin gelişimine büyük katkıda bulunmuştur.
Miras
Çevirisiyle Boethius, Aristoteles’in eserlerini Latin batıya tanıtmış, skolastikte oynadığı kritik rolü içeren evrensellik üzerine ortaçağ tartışmasını başlatmıştır. Çevirideki titizliği, netlik ve sağlamlığı vurgulayarak ortaçağ akademisyenlerinin düşünme süreçlerini şekillendirmiştir.