Pier PasoliniYönetmen, senarist
Doğum Tarihi: 05.03.1922
Ülke: İtalya |
İçindekiler:
- Pier Paolo Pasolini’nin Biyografisi
- Erken Yaşam ve Kariyer
- Yönetmenlik Kariyeri
- Son Yıllar ve Tartışmalar
- Ölüm ve Miras
Pier Paolo Pasolini’nin Biyografisi
Pier Paolo Pasolini, yönetmen, senarist, şair, edebiyat eleştirmeni, dilbilimci, öğretmen, ressam ve romancı olarak, kendi döneminin en orijinal ve tartışmalı figürlerinden biriydi. 1922 yılında İtalya’nın Bologna şehrinde doğan Pasolini’nin provokatif ve şüphesiz belirsiz bir kişiliği vardı.
Filmleri, çelişkili inançlarının bir ifadesiydi – sert bir Marksist, ateist ve açık bir şekilde eşcinseldi. Ancak Pasolini’yi anlamak için onu takdir etmek zorunda değilsiniz. Vincent Canby’nin dediği gibi, “Ancak Pasolini’yi anlamak için yaptığı şeyi takdir etmek yeterlidir.”
Erken Yaşam ve Kariyer
Pasolini soylu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi, babası faşist partinin bir üyesiydi. Ancak o, köylü bir kadın olan annesine daha yakın hissediyordu. Pasolini’nin alt sınıflarla olan bağlantısı hayatı boyunca ve çalışmalarında belirgin oldu. Filmleri genellikle proletaryayı tasvir etti ve sokaktaki amatör oyuncuları tercih etti.
Pasolini kariyerine şair olarak başladı ve hala İtalya’nın en ünlü çağdaş şairlerinden biri olarak kabul ediliyor. Okulunu bitirdikten sonra, Roma’ya taşındı ve şiirden başka nesir yazmaya da başladı. İlk romanları “Şiddetli Bir Hayat” ve “Hayatın Çocukları” popülerlik kazandı, ancak otoriteler tarafından edebe aykırı bulundu.
Yönetmenlik çıkışını yapmadan önce, Pasolini Federico Fellini’nin “Cabiria Geceleri” ve Bernardo Bertolucci’nin “Grim Reaper” gibi 15 senaryo yazdı. 1950’de Friuli’den Roma’ya taşındı ve 1950’ler boyunca annesiyle birlikte yoksulluk içinde yaşadı. Bu dönemde, filmlerde ufak rollerde oynayarak geçimini sağladı, zaman zaman düzeltmeler yapar ve bazen yazı yazardı.
Yönetmenlik Kariyeri
Pasolini’nin yönetmen olarak çıkışı, neorealist bir dram olan “Accattone” ile geldi ve bu film sonraki tüm filmlerinin tonunu ve temalarını belirledi. Pasolini’nin filmleri din, marksizm, sınıf mücadelesi, mitoloji, duygu ve cinsellik konularını araştırdı. Görsel açıdan çarpıcıydı ve fotoğraflara veya matematiksel aksiylere benzer şekilde izole edilmiş bölümlerden oluşuyordu.
Pasolini’nin ayırt edici tekniklerinden biri, özellikle sokak sanatçıları olmak üzere profesyonel olmayan oyuncuların kullanılmasıydı. Diğer yönetmenler duyguları iletmek için profesyonel oyuncuların yüzlerine yakın planlara güvenirken, Pasolini’nin amatör oyuncuların kullanımı, filmlerinde bir pasiflik hissi yaratıyor ve neredeyse eylemi donduruyordu. Filmleri “İşte şeyler böyledir ve buna karşı yapılacak hiçbir şey yok” gibiydi.
Son Yıllar ve Tartışmalar
Pasolini’nin erken 1970’lerde Doğu’ya seyahat etmesi – İran, Yemen, Nepal – onun iddialı “Hayat Üçlemesi” için malzeme toplamasını sağladı. Bu canlı, renkli ve skandal yaratan filmler, hem sol partilerin aşırı politize olmasına hem de kültürel masallığın irrasyonelliğine karşı koymayı amaçlıyordu.
“Hayat Üçlemesi”ni tamamladıktan sonra, Pasolini kendi filmlerinden uzaklaştı ve böyle bir cinselliğin gerçek hayatta var olmadığını iddia etti. İnsan koşullarının hapishanesinden kaçmanın tek yolunun gerçeklikten tamamen kopmak olduğuna inanıyordu. Son filmi “Salo ya da Sodom’un 120 Günü”, sadomazoşistik seks, faşizm ve şiddetin şok edici bir keşfiydi.
Ölüm ve Miras
21 Kasım 1975 sabahı, Pasolini’nin işkence görmüş ve ezilmiş bedeni Roma’nın banliyösündeki Ostia’da boş bir arazide bulundu. Pasolini’yi öldürmekle suçlanan on yedi yaşındaki bir genç olan Giuseppe Pelosi, Pasolini’nin arabasında hız yaparken tutuklandı. Pelosi, Pasolini’nin kendi isteğine karşı cinsel ilişkiye girmeye çalıştığını iddia etti.
Pasolini’nin ölümü etrafındaki gizemli koşullar, hükümet içindeki düşmanlardan, polisten veya kiliseden işbirlikçilerin varlığına dair spekülasyonlara yol açtı. Ancak gerçek hala bilinmemektedir.
Pier Paolo Pasolini’nin sinema ve edebiyat dünyasına katkısı inkar edilemez. Filmleri ve yazıları, dünya çapında izleyicileri kışkırtmaya, meydan okumaya ve ilham vermeye devam ediyor.