Pierre Auguste Renoirİzlenimcilik akımının temsilcisi olan Fransız ressam, grafik sanatçısı ve heykeltıraş
Doğum Tarihi: 25.02.1841
Ülke: Fransa |
İçindekiler:
- Pierre-Auguste Renoir’un Biyografisi
- Açık Havada Çalışmak
- Renoir’un Sanatının Canlılığı
- Türlerin Birleşimi
- Tanınma ve Miras
Pierre-Auguste Renoir’un Biyografisi
Pierre-Auguste Renoir, Fransız ressam, grafik sanatçısı ve heykeltıraş olarak ünlü İzlenimcilik hareketinin önde gelen figürlerinden biri olarak bilinir. Limoges’ta doğan Renoir, dört yaşındayken ailesiyle birlikte Paris’e taşındı. Fakir bir aileden gelmesi nedeniyle küçük yaşta geçimini sağlamak zorunda kaldı. Başlangıçta el ile porselen fincanları boyadı, ancak mekanizasyonun bu işi gereksiz hale getirmesiyle işini bırakmak zorunda kaldı. Daha sonra Afrika’da misyonerler için kilise temalı perdeler tedarik eden bir atölyede dini sahneleri boyamaya başladı. Burada yeterli parayı biriktirerek yan işini bırakıp tamamen sanata yönelmeye başladı. Charles Gleyre atölyesine kaydoldu, burada Claude Monet, Frédéric Bazille ve Alfred Sisley gibi sanatçılarla tanıştı. Bu küçük grup sanatçı, İzlenimcilik hareketinin yeni sanatsal çabalarını yönlendirdi.
Açık Havada Çalışmak
Claude Monet ile birlikte Renoir, ufak çalışmaları doğrudan açık havada tamamlayacakları resimler yaptı. Favori mekanları, Paris’e yakın Seine Nehri’nde bulunan “La Grenouillère” adlı bir mekandı. Bu mekan, halkın yüzme ve yeme-içme aktiviteleriyle dolu, sürekli bir eğlenceli atmosferin hüküm sürdüğü bir yerdi. Bu genç sanatçılar nehre olan resmi tatlım su zamanlarını resmettiler. Bu çalışmalardan biri olan “Seine’de Yüzücüler” (1869), Moskova’daki Güzel Sanatlar Müzesi’nde sergilenmektedir. Parislilerin canlı kıyafetleri, ağaçların yeşilliği ve suyun üzerindeki güneş ışığının yansımaları uyumlu bir biçimde bir araya gelerek, canlı bir hareket ve ışık senfonisi yaratır. Fransız-Prusya Savaşı çıktığında Renoir, orduda hizmet etmek üzere çağrıldı ve Bordeaux’da süvari alayında görev yaptı.
Renoir’un Sanatının Canlılığı
Renoir’un güçlü canlılığı, dünyaya neşe dolu bakışı, içsel yetenekleri ve hızlı tepkileri onu birçok alanda başarılı kıldı, ancak ruhunu resim yapmaya yatırdı. Dolayısıyla, resimleri diğer İzlenimci sanatçıların eserlerinden farklı olarak sıcaklıklarıyla öne çıkar. 1870’lerde Renoir, Fransız İzlenimci sanatının klasikleri haline gelen resimler yaptı. Bunlardan biri olan “Çıplak” (Moskova, Pushkin Güzel Sanatlar Müzesi) adlı eser için model Anna, bir profesyonel çıplak modeldi. Başlangıçta “Çalışma” adını taşıyan bu eser, 1876’daki İkinci İzlenimci Sergisi’nde sergilendi. 19. yüzyılda ressamlar genellikle çıplak figürleri mitolojik veya tarihsel bağlamlarda tasvir ederlerdi; çıplaklık konuyu sembolize eden bir unsur olarak ele alınırdı. Ancak “Çıplak” eserinde Renoir, çıplak ve portre türlerini bir araya getirdi. Genç kadının yüzü bireysellikle tasvir ediliyor, özgüveni ve olgunlaşan Parisli bir kadının güzelliği ortaya konuyor.
Türlerin Birleşimi
Renoir sık sık resimlerinde çeşitli türleri birleştirir. Arkadaşlarını ve sevgililerini ağaçların gölgesinde, güneşin sahneyi aydınlattığı anları resmetmeyi sever. “Salıncak” (1876, Paris, Louvre) resiminde Paris bahçelerinden bir köşeyi betimler. Bir ağaçtan sallanan salıncak