Austrian Writer
Stefan Zweig, Avusturyalı bir yazardı ve Habsburg Monarşisi’nin parçalı imparatorluğunda doğmuştu. Zweig, Avusturya’yı terk ederek, sıkıntılı zamanlarda dahi umut dolu eserler yazmayı başaran bir entelektüel olarak tanındı. Eserlerinde insan psikolojisini derinlemesine ele almasına rağmen, aydınlatıcı bir iyimserlik hissiyatını sürdürmeyi başardı. Zweig’in son yılları Hitler’in yükselişiyle gölgelendi ve sevdiği medeniyete veda ettiği “Dünün Dünyası: Avrupalı Birinin Anıları” eserini yazdı.
The Secret of Zweig’s Success
Zweig’in başarısının sırrı, eserlerinin zihinsel sağlığında yatıyordu. Ekonomik kriz, zulüm ve savaş altında ezilen sıradan insanlar için, Zweig’in kitapları bir nefes gibi geldi. Zweig, Hitler’in yükselişini izlemek ve çevresindeki vurdumduymazlığı görmek çok acıydı. Zweig, Avusturya’nın Almanya’ya boyun eğeceğini anladığında ülkesini terk etti ve uzak Brezilya’da kendi hayatına son verdi.
Departure from Austria and Tragic End
Zweig, ikinci bir dönem obskurantizmin zaferine dayanamayacağını fark edince Avusturya’yı terk etti. Uzaklarda, hayatına son verdi ve diğerlerine “şafak beklemek” görevini bıraktı. Bugünün Avrupa Birliği’nin ruhsal iklimi, Sovyet modeline fazlasıyla benziyor. Avrupa’nın entelektüel kesimi, yüksele elitizm ve dar pragmatizm arasında seçim yaparak rolünü unuttu. Ortalama bir yazar olarak sınıflandırılan Zweig’in eserlerinin, dedektif hikayelerini zirve gören okurlar tarafından da keşfedilmesi güzel olurdu.