Benvenuto Cellini
İtalyan ressam, heykeltıraş ve kuyumcu
Tarihçe: Benvenuto Cellini, 3.11.1500 tarihinde doğmuştur. İtalya
Benvenuto Cellini’nin Hayatı
Benvenuto Cellini, İtalyan bir sanatçı, heykeltıraş ve kuyumcu olarak, 13 Şubat 1571 tarihinde doğmuştur. Onu dönemindeki bazı çağdaşlarıyla Michelangelo’ya benzetmişlerdir. Öğretmeni Michelangelo’ya saygı duyan Cellini, kendisinin Michelangelo’yu temsil eden eski bir kuşaktan ve çağdaşları arasında eşit olmadığını düşünüyordu. Kendi jenerasyonunda benzersiz sanatçılar bulunmadığını düşünüyordu.
Erken Yaşamı ve Olağanüstü Deneyimler
Cellini’nin kendi kutsal kaderine duyduğu inanç çok büyüktü. Otobiyografisi “Hayat”ında, olağanüstü doğasını gösteren birkaç olayı anlatır. Örneğin, çocukken, Cellini zehrli bir akrep eliyle yakalayıp sokulmadan tutmuştur. Ayrıca ateşte mistik bir yaratık olan semenderi gördüğünü iddia etmiştir, fakat orada bulunan hiç kimse onu görememiştir, bu da özel bir alamet olduğunu gösterir. Ancak, bu karşılaşmalar, Cellini’nin sonraki yıllarında yaşadığı olağanüstü deneyimlerle karşılaştırıldığında sönük kalır.
Hapishane ve Kutsal Ziyaretler
Cellini, sanatçı olarak ün kazandıkça, sık sık hapse girmesiyle de tanınmıştır. Roma’daki ünlü Castel Sant’Angelo hapishanesinde zaman geçirmiştir, burada harika görüntüler görmüştür. O’na İsa ve Meryem Ana ile iki diz çökmüş melek görünmüştür. Ayrıca kendisi ve başkaları hakkında kehanet rüyaları gördüğünü iddia etmiştir. En olağanüstü olay, hapisten çıktıktan sonra olmuştur. Başının etrafında gerçek bir azizin taç takmış hali gibi parlak bir hale görünmüştür. Cellini, bu fenomeni ciddi bir tonla tanımlamış, bu ışıltının tanıdıklarına gösterdiğinde çeşitli kişilerin bunu gördüğünü belirtmiştir. İlginçtir ki, Cellini ne kadar kuzeye (örneğin, İtalya’ya kıyasla Fransa’da) seyahat ederse, taç o kadar belirgin hale gelmiştir. Nemli, çiyli sabahlar, güneş doğduktan iki saat sonra, bu gözlemler için özellikle elverişli olmuştur.
Sanatın Kendi Kendini Kralı İlan Edilmesi
Cellini kendini sanatın mutlak hükümdarı olarak ilan etmiş ve ona karşı yapılan her hakareti büyüklüğüne bir hakaret olarak görmüştür. Bir eleştirmen onun için şöyle demiştir: “Kendini sanatın mutlak hükümdarı olarak ilan etti ve ona yapılan her hakaret, onun haşmetine bir hakarettir.” Cellini, kendisini sadece düklerle eşit görmemek, onlardan çok daha önemli olduğuna inanmaktaydı. Bir kez, Fransa’ya yolculuk ederken Ferrara’da Cardinal d’Este’yi ziyaret etmesi gerekiyordu. Kardinalin hizmetkarı yolda onunla buluşmuş ve hızlı gitmesi ve bir posta arabasına binmesi gerektiğini söylemiştir. Cellini, sanatının posta arabalarında yapılmadığını ve yolculuğu yavaş bir tempoda, bir atlı hizmetçi eşliğinde ve yolculuk için yeterli parasıyla yapmayı tercih ettiğini belirtmiştir. Kardinalin elçisi, küstahça, bu şekilde yalnızca düklerin oğullarının seyahat ettiğini söylemiştir. Cellini buna yanıt vererek hiçbir zaman bir dük oğlu olmadığını ve kardinalin hizmetkarının ona tekrar hakaret etmeye cüret etmesi halinde hiç gelmeyeceğini belirtmiştir.