Giovanni BoccaccioErken İtalyan Rönesansının en büyük figürü
Doğum Tarihi: 16.06.1313
Ülke: İtalya |
İtalyan Rönesansının Büyük Figürü: Giovanni Boccaccio
Giovanni Boccaccio, Paris, Fransa’da 1313 yılında doğmuş ve erken İtalyan Rönesansının en büyük figürü olarak kabul edilmiştir. Florentin asıllı bir tüccar olan Boccaccio del fuccio Kellyno’nun gayri meşru oğlu olan Boccaccio, annesi Jeanne ise bir Fransızdı.
Boccaccio, Florence’ta büyüdü, gramer eğitimi aldı ve daha sonra aritmetik üzerine çalıştı. 1327’de, işvereni olan Bardis banka evi tarafından Naples’e gönderildi. Orada, bir Florentin tüccarın çırağı olarak çalıştı ve o dönem ünlü bir şair olma arzusu içinde bulundu. Altı yıl sonra, Boccaccio Florence’a geri döndü ve kanon hukuku çalışmalarına yoğunlaştı.
Naples’te, Boccaccio, Anjou Kralı Robert’in sarayına erişim sağladı ve askerler, denizciler, zengin tüccarlar ve filozoflar arasında dolaştı. Bu süreçte birkaç romantik ilişki de yaşadı. Ancak, 30 Mart 1336’da, San Lorenzo adlı küçük bir kilisede Maria d’Aquino, daha sonra Fiammetta olarak tanınacak olan kadınla tanıştı. Onların aşk ilişkisi, Boccaccio’nun erken eserlerinin çoğuna ilham verdi.
1339’da, Boccaccio’nun işvereni olan Bardis banka evi battı, bu da onu işsiz ve maddi desteksiz bıraktı. Babasından hediye olarak aldığı küçük bir mal varlığıyla geçinmeye çalıştı ancak maddi sıkıntılar yaşadı. 1341’de, üvey annesinin ve üvey kardeşinin ölümünün ardından Boccaccio’nun hayatı kötüye gitti. Florence’a geri döndü ve şair Petrarch ile olan dostluğunda ve gayrimeşru kızı Violante’a duyduğu sevgide huzur buldu.
Florence, Boccaccio’yu vezni olarak atadı, Napoli’den Prato şehrinin alınmasını kendisine görev verdi ve önemli diplomatik görevlere yolladı. Boccaccio İtalya’yı dolaştı, Avignon’u ziyaret etti ve muhtemelen Tyrol’e de seyahat etti. Ancak, sonraki yılları zorluklarla doluydu. Boccaccio, kendisine alay eden bir dul kadına aşık oldu ve bu da onu kadınları eleştiren “Il Corbaccio” eserini yazmaya yöneltti. Rahip Joachim Chanis, Boccaccio’yu “günahkar” eserleri nedeniyle azarlayarak tüm kitaplarını yakmasını önerdi. Petrarch’ın yazdığı bir mektup, Boccaccio’nun bu radikal adımı atmaktan vazgeçmesini sağladı. Bunun üzerine Napoli’ye bir seyahate çıkan Boccaccio, hayal kırıklığı ve reddedilme ile karşılaştı. Sonunda babasının memleketi Certaldo’ya yerleşti.
Boccaccio, 1373 yılında Dante hakkında bir dizi ders vermek üzere Floransa’da kamuya son kez çıktı. Ancak sağlık sorunları yaşayan Boccaccio, planlanan derslerin sadece bir kısmını verebildi. Boccaccio, 31 Aralık 1375 tarihinde Certaldo’da hayatını kaybetti.
Boccaccio’nun edebi mirası çok geniş ve çeşitlidir. En ünlü eseri olan “Decameron”, bir novella koleksiyonu olarak İtalyan edebiyatının başyapıtlarından biri olarak kabul edilmektedir. Ayrıca dört destansı şiir, bir roman, alegorik eserler, hicivler, Dante’nin “İlahi Komedya” üzerine bir biyografi kitabı ve Dante’nin çalışmaları üzerine yorumlar da yazmıştır. Buna ek olarak, Boccaccio birçok şiir, mektup ve Latince eclogues yazmıştır.
Onun eserleri sonraki yazarlar üzerinde büyük bir etki yaratmıştır. Örneğin Geoffrey Chaucer, kendi eseri “Troilus ve Criseyde” için Boccaccio’nun “Filostrato” eserine ağırlık vermiştir. Boccaccio’nun kahramanlarının yer aldığı “Teseida” eseri, Chaucer’a “Canterbury Hikayeleri” içinde anlatılacak hikayelerden biri için malzeme sunmuştur. Boccaccio’nun diğer eserleri arasında “Ninfale Fiesolano,” “Filocolo,” ve “L’Elegia di madonna Fiammetta” da edebiyat üzerinde kalıcı bir etki bırakmıştır.
Decameron’daki Ciceronian tarzına rağmen, Boccaccio’nun dili canlı, renkli, zengin, zarif ve melodi doludur. O kibar, dengeli, deneyimli ve bazen alaycı olmasına rağmen her zaman merhametlidir. Boccaccio, Geç Ortaçağ’ın canlı ve hareketli dönemini canlı bir şekilde resmetmiştir. Onun etkisi Chaucer, William Shakespeare, Molière, Madame de Sévigné, Jonathan Swift, Jean de La Fontaine, Johann Wolfgang von Goethe, Dante Gabriel Rossetti, Lord Byron ve Henry Wadsworth Longfellow gibi yazarların eserlerinde de görülebilir.