Ludwig Woltmann
Alman filozof, sosyolog ve yazar
Doğum Tarihi:18.02.1871
Ülke:
Almanya
İçindekiler:
- Erken Yaşam ve Eğitim
- Tıbbi ve Felsefi Kariyer
- Irkçı Felsefe ve Politik Antropoloji
- Kayboluş ve Miras
- Seçkin Sosyal Felsefe
- Teutonik Ruhun Etkisi
- Irk Görüşleri
- Kapitalizm ve Sosyal Evrim
Erken Yaşam ve Eğitim
Ludwig Woltmann, 18 Şubat 1871’de Alman İkinci İmparatorluğu’nun ilanından kısa bir süre önce doğdu. Babası marangozdu ve mobilya mağazası sahibi olduktan sonra sosyal sınıflarda yükseldi. Woltmann, erken dönemde felsefe ilgisine rağmen üniversitede tıp okudu.
Tıbbi ve Felsefi Kariyer
Tıp ve felsefe doktoraları ile mezun olduktan sonra, Woltmann başlangıçta sosyalizmi benimsedi. Ancak, tarihte güçlü bireylerin rolüne de inanıyordu. Darwin’in evrim teorisini, sosyalizmi ve Alman felsefesini birleştirecek bir dizi kitap hayal etti.
Irkçı Felsefe ve Politik Antropoloji
1902 yılında, Woltmann ırkçı felsefeye yönelmeye başladı. Evrimsel prensipleri ulusların gelişimine uygulamayı amaçlayan “Politisch-anthropologische Revue” dergisini kurdu. 1903 yılında, derginin 2.000’den fazla abonesi vardı.
Kayboluş ve Miras
Ocak 1907’de İtalya’da seyahat ederken Woltmann gizemli bir şekilde ortadan kayboldu. Cesedi hiç bulunamadı ve kazayla mı yoksa başka bir sebep ile mi kaybolduğu hala belirsizliğini koruyor.
Seçkin Sosyal Felsefe
Woltmann’ın sosyal felsefesi, ırkçı determinizm, sosyal Darwinizm, Kantçılık ve tarihsel materyalizmi bir araya getiriyordu. O, reformist sosyalizmi ve Pan-Almanizmi destekledi.
Teutonik Ruhun Etkisi
Woltmann, toplumsal gelişmede ırksal ve antropolojik faktörlerin rolünü vurguladı. Avrupa medeniyetinin gelişimini “Teutonik ruh” ile ilişkilendirirken, birçok önemli İtalyan ve Fransız kültür figürünün Alman kökenlerini kanıtlamaya çalıştı.
Irk Görüşleri
Darwin’in varoluş mücadelesi teorisinden ilham alan Woltmann, Kafkas ırkının ve özellikle Nordik çeşidinin üstünlüğüne inanıyordu. Irklar arası karışımı kınarken, Avrupa dışı ırklara tepki gösterdi.
Kapitalizm ve Sosyal Evrim
Woltmann, kapitalizmi toplumsal seçilim için faydalı bir araç olarak görürken, sonunda daha uygun bir sistemin onun yerini alacağına inanıyordu.
